Примери за използване на Toprakta на Турски и техните преводи на Български
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
Bu toprakta da mineraller, taşlar, tat, lezzet var.
Toprakta vaktini beklerken.
Balkabağı misali toprakta yetişmişler. Valley Forgedan Washingtonın soyundan geliyorlar.
Toprakta yaşama zorunluluğu maalesef herşeyi değiştiriyor.
Toprakta yaşamak belki de kutup ayılarını evrimsel köklerine geri dönmeye itiyor olabilir.
Toprakta yetişen her şey senin içinde yetişir….
Uyumalıyız, tekrar toprakta uyumamız için haftalar var.
Ama fişekteki toprakta polenler var.
Asbest su ve toprakta bulunan doğal bir mineraldir.
Bitkiler nemi emer ve böylece toprakta bitkiye doğru bir akıntı olur.
Bu nedenle mineral madde toprakta değil, bitkilere bağlanmış haldedir.
Toprakta ne varsa insanda da var.
Toprakta bir sorun olsa gerek.
Ve bu yeni toprakta yetişen bitkilerden biri de haşhaştı.
Toprakta hala kum kalitesi var.
Çizgili sincaplar toprakta yaşasalar da, hayatları Sibirya çamlarına bağlı.
Değişim toprakta başlayacak!
Toprakta bunun gibisi yoktur.
Hiç toprakta çalışmamışsın.
Toprakta üretiyorlar.