Примери за използване на Ufku на Турски и техните преводи на Български
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
Çünkü ufku geçen yolcunun görüntüsü aynı pozisyonda sabit kalana kadar yavaşlar.
Bir cisim, kara deliğin'' olay ufku'' denen bölgesine yaklaştı mı dönüşü olmayan noktaya gelmiş demektir.
Öncelikle, tepesinden ufku dümdüz görebileceği- ki bu durumda deniz ufku oluyor-… oldukça yüksek bir dağ bulmak zorundaydı.
bir karadeliğin de ufku böyle bir hologram gibidir dedim.
Bir kara deliğin olay ufku, ışıkların kaçma yeteneğini kaybettiği kara deliğin ağzının etrafındaki sınırdır.
oradan bize doğru gelecek ışığın olay ufku tarafından yutulması.
daha da büyümek ve sonunda tüm ufku kaplamaya yetecek kadar büyük olmaktır.
pencereden dışarı bakarsınız, ufku görürsünüz.
güneş o derece büyüyecek ki tüm ufku dolduracak.
Ötesinde gökyüzünden başka bir şey olmayan sahnesi ufku olan bir tiyatroya benziyordu.
Adamım, bu bir olay ufku, tam şurada ve bu karadelik de merkezde.
kütleçekimsel çöküşle üretilen tekillikler, yalnızca bir olay ufku ardında dış dünyanın bakışlarından yeterince gizlenebilecekleri yerlerde, tıpkı kara delikler gibi yerlerde gerçekleşir.
Yani, kara deliğin sınırı olan olay ufku, kara delikten uzaklaşmayı başaramayıp, sonsuza değin kenarında
ilk kara deliklerin olay ufku alanlarının toplamından ya daha büyük ya da ona eşit olur( Şekil 7.3).
Bay Tyler, Ufuk hattında bir gemi direği görünüyor!
Ve ufukta şirketin geleceğini koruyacağını bildiğim bir hikayem var.
Çektiği ufuk fotoğrafları, daha sonra atmosferdeki aerosol tabakalarının saptanmasında kullanıldı.
Ufuktan enerji emisyonları tespit ediyorum.
Ufkun gözüktüğü yere mi?
Ufka yelken açtık.