Примери за използване на Varoluşun на Турски и техните преводи на Български
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
değişim daha kolay ve varoluşun bir yöntemi haline gelir.
Tanrıya, varoluşun Yüksek planına konsantre olmanız gerekir.
Varoluşun gizemi yalnızca hayatı yaşamak
burada kıyamet günü olasılıklarından yeni bir Dünya tipine ve varoluşun yeni düzenine sıçramak mümkündür.
insanlık tarihinin büyük bölümünde inanılana zıt olan, insanoğlunun, aslında, varoluşun merkezinde olmayışıdır.
Brahmanın evrenin bütününde gerçeğin ve varoluşun her kısmında var olduğuna inanılıyor.
Bu aileye de lanet olsun varoluşun tüm acınası bahanesine de lanet olsun!
Brahma, evrenin bütününde gerçeğin ve varoluşun her kısmında var olduğuna inanılan varlık.
Zaman ve varoluşun tüm etmenleri burada birleşir
Bir an için bir insanın egosundan kurtulmasının ne kadar zor olduğunu düşünmüş olabilirm ve bu varoluşun bireyin vicdanı olmaksızın ne kadar anlamsız olacağını ama.
Yenilmezlerin uğruna savaştığı her şey bu anı ortaya çıkardı- Dünyanın kaderi ve varoluşun kendisi hiç de daha belirsiz değildi.
Varoluşun derin soruları üzerine sadece sınırlı bir bakış vaaz edebilen inançlarla çocukların beyninin yıkanması yerine, henüz cevap vermediğimiz bütün olağanüstü sorularla ilgili çocukların merakını ateşlemek ne kadar da iyi olurdu.
Yeni bilgi ve tanımlamalar üretme becerimiz- varoluşun merkezi olmak adına.
Ayrıca, Sumeru Dağının varoluş formu hakkında da konuşmuştu.
Neden daha fazlamız için varoluşu inkar etmedin ki?
Varoluş döngüsü devam ettiği sürece mutluluğun hiç azalmasın.
Varoluşu açıklama, acıyı kontrol etme çabaları.
Aslında buradaki varoluş biçimidir ve bu yaratıcı olan her şey için geçerlidir.
Varoluş mu?
Yedi varoluş seviyesi.