Примери за използване на Yüzleşme на Турски и техните преводи на Български
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
Artık günahlarım için çektiğim cezayla yüzleşme vakti.
Julian, gerçeklerle yüzleşme zamanı geldi.
Hoş olmayan gerçeklerle yüzleşme vakti.
Gerçekler ile yüzleşme zamanıdır.
Yoluna çıkan her şeyle ya da herkesle yüzleşme gücünü sana o verecek.
Sonunda onunla yüzleşme cesaretini bulunca karşımda Cracher-Mortel olduğunu anladım.
Böyle bir yüzleşme sonrası tanıdık bir yere gitmek isteyecek, kontrolün elinde olduğunu düşündüğü bir yere.
Bu defa turnayı gözünden vurabiliriz. Senin içinse onunla yüzleşme zamanı.
Duvnjak: Bu girişimin gücü, yukarıdan veya dışarıdan birileri tarafından dayatılmamasından ileri geliyor. RECOM, olgunlaşmış bir toplumsal bilincin, geçmişle yüzleşme ihtiyacına karşılık olarak'' aşağıdan yukarıya doğru'' verdiği yerel bir tepki.
Bulgaristanın'' tarihinin pek çok insanın acı çekmesine neden olan karanlık dönemiyle yüzleşme'' kararını memnuniyetle karşılayan Türk Dışişleri Bakanlığı,
VDS üyesi Vesna Nikoliç Ristanoviç,'' Sırp yetkilileri tarafından verilen çelişkili ve akıl karıştırıcı mesajlar basında çıkan akıl karıştırıcı mesajlarla daha da büyümekte ve bütün bunlar bir araya gelerek insanların sürekli olarak bocalamasına ve gerçeği arama ve onla yüzleşme olasılığının azalmasına yol açmaktadır,'' dedi.
Dışarı çık ve benimle yüzleş, tabansız korkak!
Detaylarla yüzleşmek zorunda değildim.
Bazen gerçeklerle yüzleşmekten daha kolaydır birine deli demek.
Elizabethle yüzleşmem lazım e barış anlaşmasına ne olduğunu anlatmalıyım.
Hayır ama yüzleşmek zorunda kalırdı, değil mi?
Hepimiz gerçeklerle yüzleşmek zorunda kalıyoruz.
Senin yüzleşmen gereken bir kötülük.
Yüzleş benimle, sefil yaratık!
Yüzleş, Kelly.