Примери за използване на Zorundaydık на Турски и техните преводи на Български
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
Bay Poirot veya polis, bir şeyler yapmak zorundaydık.
Saldırıyı durdurmak zorundaydık.
BJ: Araştırmamız yüzünden Afrikadaki… en vahşi yerleri araştırmak zorundaydık.
Dünyayı onun gözünden görmek zorundaydık.
Yani elbette tekrar karşılaşmak zorundaydık.
Yetişmek için her gün girip okumak zorundaydık.
Dünyanın neresinde olursa olsun komünizm ile savaşmak zorundaydık.
Yepyeni bir tasarım serisi yapmak zorundaydık.
Hastalığımız ne olursa olsun öksürük şurubuyla iyileşmek zorundaydık.
Bir şey satmak zorundaydık.
Ara yolda durmak zorundaydık.
Önce uğurlu zamanda görmek zorundaydık gelini.
Neden burada yaşayıp bu şehirde kalmak zorundaydık?
Ve yemekten önce saçma şarkılar söylemek zorundaydık.
Biz de tepkimizi vermek zorundaydık.
Wallaceı halletmek zorundaydık.
Bu yüzden de, biz onu durdurmak için, bunu yapmak zorundaydık.
Siz verdiniz, ve bizler sizi izlemek zorundaydık, ve böyle devam eder.
Dün çatışmaları durdurmak zorundaydık.
Yok muydu? Hayır, kıyafetlere sığabilecek birini bulmak zorundaydık ve ben de'' Bu kadar kısa kimi tanıyorum ben?'' diye düşündüm ve aklıma sen geldin.