DAS SKALPELL - Turkce'ya çeviri

neşteri
skalpell
messer
neşterle
neşter
skalpell
messer
bıçağı
messer
klinge
blade
knife

Das skalpell Almanca kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
Legen Sie das Skalpell weg!
Bırak şu neşteri.
Wir sind das Skalpell.
Neşter olacağız.
Mr. Reese ist das Skalpell.
Ama Bay Reese bir cerrah bıçağı gibi.
Wenn ich im Grab liege und der Dreck draufgeschaufelt wird, strecke ich… bestimmt den Arm raus, das Skalpell in der Hand, und will weiter operieren.
Herhalde mezarımda üstüme toprak atılırken elimde neşterle kolumu çıkarıp hala ameliyat yapmaya çalışıyor olacağım.
Als das Skalpell in der zehnten Rippe des Opfers abbrach,
Yani neşter, kurbanın onuncu kaburgasında kırılınca cerrah
Diesen Anzug kann man nur mit dem Skalpell verletzen. Das passiert Chirurgen eher selten.
Elbisenizi ancak bir neşter ile kesip, bozabilirsiniz ve bir cerrah da bunu yapmaz sanırım.
Wie schade. Astrid, wo sind die Skalpelle?
Çok kötü. Astrid, bistüri nerede?
Nimm das Skalpell.
Şu neşteri al.
Nehmen Sie das Skalpell.
Al şu neşteri!
Bringen Sie mir das Skalpell.
Lik neşter bulun.
Leg das Skalpell weg, Addison!
Neşteri bırak, Addison!
Nimm das Skalpell.- Sehr lustig.
Al şu neşteri. Aman ne komik.
Karev, nehmen Sie das Skalpell. Nehmen Sie das..
Karev, neşteri al. Al şunu.
Ok. Leg das skalpell zurecht und jede menge mull.
Neşter ve bol miktarda gazlı bez çıkar, tamam mı? Tamam.
Todd, nimm das Skalpell und ritz es dir in den Arm.
Todd, neşteri al, koluna şunu kazı.
Sie bemerkt das nicht, bringt das Skalpell in Dr, Bessners Kabine.
Bunun farkında olmaksızın bisturiyi Dr. Bessnerin kamarasına bıraktı.
Mein einziger Wunsch ist, dass er das Skalpell gegen sich selbst richtet.
Benim kişisel isteğim o neşteri kendi üstünde kullanması.
In 40 Jahren muss ich dir auch das Skalpell aus der Hand reißen.
Bundan 40 yıl sonra, o neşteri senin ellerinden de almak zorunda kalacağım.
Also muss man die unvermeidliche Gesicht: gehen unter das Skalpell des Chirurgen für Ihr Schnarchen Problem zu behandeln.
Yani kaçınılmaz yüzleşmek zorunda: senin horlama sorunu tedavi etmek için cerrahın neşteri altında gidiyor.
Wenn ich jetzt aufhöre, könnte ich ihm genauso gut das Skalpell ins Gehirn stecken.
Bu ameliyatı durdurursam… neşteri beynine saplamakla aynı şeyi yapmış olacağım.
Sonuçlar: 445, Zaman: 0.0315

Kelime çeviri

En çok sorulan sözlük sorguları

Almanca - Turkce