ERMUTIGEN - Turkce'ya çeviri

• teşvik
• teşvik etmek
• cesaretlendirmek
• teşvik etmeliyiz
• teşvik etmelidir
• teşvik et
• cesaretlendirin
• cesaretlendirmeye

Ermutigen Almanca kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri

Kommentare nicht schließen(Ermutigen Sie sie!).
Yorumları Kapatmayın( Onları Teşvik Et!).

Wir sollten Jugendliche ermutigen, die Klassiker zu lesen, stimmt.
Gençleri klasikleri okumaları için teşvik etmeliyiz, doğru.

Es soll Menschen ermutigen, zu erkennen, dass alle Menschen ein in die Ewigkeit.
Tüm insanların sonsuzlukta biri olduğunu fark etmek insanları teşvik etmelidir.

Ermutigen und bestrafen Sie den Hund sofort nach seiner Handlung.
Köpeği eyleminden hemen sonra cesaretlendirin ve cezalandırın.

Wir können ermutigen.
Biz teşvik edebiliriz.

Um die Arbeit mit und ermutigen Studenten innerhalb der Abteilung.
Çalışmak ve departman içinde lisansüstü öğrencileri teşvik etmek.

Du wolltest mich nur ermutigen.
Sen sadece beni cesaretlendirmeye çalışıyordun.

Dazu müssen wir die Regierungen ermutigen.
Hükümetlerimizi buna teşvik etmeliyiz.

Ermutigen Sie ihn, dies jedes Mal schneller zu tun.
Her seferinde daha hızlı yapması için onu teşvik et.

Wir müssen alles tun, mindestens jeden Abend ermutigen.
En azından biraz her gece yapmalarını teşvik etmelidir.

Ermutigen schnell vorbei Kombinationen mit beschränkter berührt.
Sınırlı dokunuşları ile hızlı geçen kombinasyonları cesaretlendirin.

Ich könnte ihn ermutigen.
Onu teşvik edebilirim.

vielleicht zur rückkehr und zum abschluss ihres einkaufs ermutigen.
satın alma işlemini tamamlamanızı teşvik etmek isteyebilir.

Statt den Armen Sauberkeit anzuraten, sollten wir die genau entgegengesetzten Gewohnheiten ermutigen.
Fakirlere temizliği tavsiye etmek yerine onları tam tersi alışkanlıklara teşvik etmeliyiz.

Sie sollten zumindest ein kleines bisschen jeden Abend tun ermutigen.
En azından biraz her gece yapmalarını teşvik etmelidir.

Vielleicht wird dieser Vorfall andere ermutigen, zu sprechen.
Belki bu olay başkalarını da konuşmaya teşvik edecektir.

Ich möchte das ganze Buch nicht verschenken, weil ich wirklich jeden ermutigen möchte, es selbst zu lesen.
Kitabın tamamını vermek istemiyorum çünkü herkesi kendileri için okumaya teşvik etmek istiyorum.

Große Entscheidungen ermutigen scharfen Instinkten.
Büyük kararlar keskin içgüdüleri teşvik.

Wenn das Kind selbst auf Gleichaltrige zugehen und in irgendeiner Weise ermutigen möchte- wunderbar.
Eğer çocuk akranlara yaklaşmak ve herhangi bir şekilde teşvik etmek istiyorsa- harika.

Wir ermutigen neue mitglieder, sich hier vorzustellen.
Biz burada kendilerini tanıtmak için yeni üyelerini teşvik.