EXISTIEREN - Turkce'ya çeviri

• var
• mevcut
• gerçek
• varlığını
• bulunmaktadır
• yok
• varolduğunu
• var mı
• mevcuttur
• varlar
• varız
• varlığı
• varlığından
• varlığına
• bulunduğunu
• varlarsa
• bulunmuyor

Existieren Almanca kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri

Das Kind sollte nicht existieren.
Bu çocuk var olmamalı.

Existieren nicht. Geburtsurkunden, Kaufgewohnheiten, Bankauszüge, aber Sie beide.
Ama siz ikiniz… Mevcut değilsiniz.

Welten innerhalb von Welten existieren und Wirklichkeiten innerhalb von Wirklichkeiten.
gerçeklikler içinde gerçekliklerin varolduğunu göreceksiniz.

Die politische Linie der Kommunistischen Partei der Türkei kann ohne eine hochentwickelte politische Kultur nicht weiter existieren.
Türkiye Komünist Partisinin siyasal hattı, gelişkin bir siyaset kültürü olmaksızın varlığını sürdüremez.

Englische und französische Version existieren.
İngilizce ve Fransızca versiyonları bulunmaktadır.

Nach unserem Wissen eine"catch-all" Methode nicht auf dem neuesten Stand existieren.
Bildiğimiz kadarıyla bir'' catch-all'' yöntemi bugüne kadar yok.

(5) Alle Realobjekte existieren in Raum und Zeit.
Gerçek varlıklar uzay ve zaman içindedir.

Broken Egg könnte auf Araknet nicht existieren.
Broken Egg, Araknette var olamazdı.

Existieren irgendwelche Unterlagen über die Behandlung?
O tedavinin herhangi bir kaydı var mı?

Konkurrenzkampf, Raub und Grausamkeit existieren wirklich.
Rekabet, saldırganlık ve zulüm gerçekten mevcut.

Finden Sie heraus, warum diese Gewohnheiten existieren.
Bu alışkanlıkların neden varolduğunu keşfedin.

Bücher existieren nur in elektronischer Form.
Kitap sadece elektronik formatta bulunmaktadır.

Könnte ein solcher Zustand lange existieren?
Böyle bir durum uzun süre varlığını sürdürebilir?

Die Lösungen existieren und sind bekannt.
Çözüm yolları mevcuttur ve bilinmektedir.

Die Krieger der Sodan existieren, Colonel Mitchell.
Sodan savaşçıları gerçek, Yarbay Mitchell.

Man würde meinen, diese beiden Gefühle könnten nicht gleichzeitig existieren.
Bu iki duygu aynı anda var olamaz diye sanırsın.

Es könnte unter uns sein. Künstliches Leben könnte existieren.
Burada, aramızda, gelişiyor olabilir. Mevcut olabilir.

Lebensbereiche existieren.
Yaşam alanları bulunmaktadır.

Niemand kann nachweisen, dass Erdstrahlen existieren.
Kimse dünya ışınlarının varlığını ispatlayamaz.

Auch unsere Träume bestehen nicht aus materieller Energie, doch wissen wir, dass sie existieren.
Rüyalarımız da somut enerji değildir ama onların varolduğunu biliriz.