HASS - Turkce'ya çeviri

• nefret
• kin
• hass
• öfke
• düşmanlık
• nefreti
• nefretin
• nefrete
• kini
• düşmanlıklar
• kinini

Hass Almanca kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri

Hass mit einem Lächeln zu rächen ist keine Heuchelei, es ist Eleganz.
Bir gülümsemeyle İntikam nefreti ikiyüzlülük değildir, zarafettir.

Sie müssen voller Hass sein.
Öfke dolu olmalısın.

Wie entstehen Hass und Vorurteile zwischen ethnischen Gruppen?
Etnik gruplar arasında kin ve önyargılar nasıl doğar?

Der Hass scheint unausweichlich zu sein.
Düşmanlık kaçınılmaz gibi görünüyor.

Und sagt er, man soll Hass mit Hass bekämpfen?
İbn Rüşd nefrete karşı nefret der mi?

Dein Hass macht mich traurig.
Nefretin beni üzüyor.

Hass mich, wenn du willst. Nein.
İstersen benden nefret et. Hayır.

Adrienne J.(2013): Hass Avocado Zusammensetzung
Adriennein J.( 2013): Hass Avokado Bileşimi

Hass verändert sich.
Nefreti değiştirir.

Rache, Hass, Reue, Verzweiflung, Mitleid.
İntikam, öfke, pişmanlık, keder, merhamet.

Der Hass auf der Kreditkarte bekommt Gehirn des Schreibers von Logik Blitz negative Emotionen zu wechseln.
Kredi kartının kin yıldırım olumsuz duygulara mantık geçmek için yazarın beyni alır.

Der Hass zwischen beiden Seiten.
İki taraf arasındaki düşmanlık.

Und erst recht keinen Hass.
Nefrete ise hiç yer yok.

Ich wollte ihnen zeigen, was echter Hass ist.
Onlara gerçek nefretin ne olduğunu gösterecektim.

Nun kannte sein Hass keine Grenzen mehr.
Artık kini sınır tanımıyordu.

Hass versteckt sich überall.
Nefret her yerde saklanır.

Hass gegen Gott entspringt dem Stolz.
Tanrı nefreti gururdan ileri gelir.

Steven Hass, vor kurzem hat er den Namen Khalid Hassan angenommen.
Steven Hass, bu günlerde Khalid Hassan ismini seçmiş.

Wenn du sie auf Hass verschwendest, bist du immer noch ein Sklave.
Onu öfke için harcarsan, hala kölesin demektir.

Der Hass in ihm hat ihn überwältigt und für nichts anderes mehr Platz gelassen.
Aksine içindeki kin ve nefret onu daha da durdurulamaz yapmıştı.