Nefret dolu Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Programming
-
Computer
Eğer bu nefret dolu konuşma tarzını bırakmazsan, burada çalışamazsın.
O nefret dolu kalbiyle nasıl öldüğünü düşünüyordum.
Başka ırkların inkar edilmesi, nefret dolu mesajlar veya sembololoji yoktur.
Nefret dolu bir insan değilim.
Robotun attığı tweetler; saldırgan, ırkçı ve nefret dolu olmaya başladı.
Nefret dolu muzafferler işlemediği suçlar için onu infaz etti.
Bu adam nefret dolu.
Ve bana söylediği nefret dolu, küçük düşürücü şeyleri.
Nefret dolu bakışlar hani?
Ona küçük bir soru soracağım… ve cevabının nefret dolu olduğunu göreceksin.
Nefret dolu patronlar ve hoş olmayan müşteriler.
Eskisi gibi zalim ve nefret dolu değilim.
Nefret dolu bakışları karşılaştı.
kızgın ve nefret dolu yapıyor.
Acı ısırıklara neden olan ve evcil hayvanınızın uyumasına izin vermeyen nefret dolu minik vampir.
Nefret dolu/ ırkçı/ yanlış niyetli yorumlar:
Fark şu, o senin gibi nefret dolu değil.
Sarfettikleri korkunç( nefret dolu) sözlerden dolayı Amerikadan( ve İsrailden) özür dilemeliler.
Bebeklerim, daha iyi bir anne hak ediyorlar. Nefret dolu.
Nefret dolu veya müstehcen isimler eBay tarafından bloke edilir.