NAH - Turkce'ya çeviri

• yakın
• yakınız
• yaklaştı
• daha
• yakınında
• yakınım
• yakınlar
• yakına
• yaklaşıyor
• yakınken
• yaklaştık
• yaklaşmak
• yaklaştın

Nah Almanca kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri

Und es bewegt sich auf ihn zu. Schließlich ertönt Papas Ruf so nah, dass das Küken ihn hört.
Ve yavru ona doğru gidiyor. Nihayet babası duyabileceği kadar yaklaştı….

Sie fühlen sich am Sichersten ganz nah bei Mama oder Papa.
Kendisini anne veya babasının yanında çok daha güvende hissedecektir.

Wenn man nah genug kommt.
Yeterince yakına gelinirse.

So nah an der Wasser war ein Plus.
Sadece su yakınında olunca, büyük bir artı.

Die sind so nah am Krankenhaus, dass wir sie in unseren Wäldern sitzend niemals schlagen werden können.
Hastaneye çok yakınlar Bu ormanlarda onları hiçbir zaman yenemeyiz.

Aber ich bin ihr jetzt nah.
Ama şimdi ona yakınım.

Und es ist nah genug an deinem Büro.
Mükemmel görünüyor, ofisine de yeterince yakın.

Wir sind so nah.
Bu kadar yakınız.

Physiker kommen dem Teilchen Higgs ganz nah.
Bilim adamları Higgs parçacığına çok yaklaştı.

Kein anderes Kleidungsstück ist uns so nah.
Elbisemiz kadar bize yakın bizi saran bir şey daha yoktur.

Die Zeit ist nah.
Artık yaklaşıyor vakit.

deine Tochter Paige so nah ist.
kızın Paigein çok yakınında olması.

Das weiß ich nicht, aber ich weiß, dass sie sehr nah sind.
Bilmiyorum. Ama sana çok yakınlar, bu kesin.

Kinder kommen sehr oft zu nah.
Çocuklar genelde çok yakına gelirdi.

Danke, ich bin nah genug.
Sağol… Yeterince yakınım.

Ich wollte dir nur nah sein.
Ben sadece sana yakın olmak istiyorum.

So nah an einem neuen und sauberen Reich.
Yeni, temiz bir âleme çok yakınız.

Wie konntest du nicht nach ihr sehen, wenn du so nah wohnst?
Evleriniz bu kadar yakınken nasıl ona uğramazsın?

Das Ende des Sommers ist nah, aber das Thermometer übersteigt immer noch 25 Grad.
Yaz sonu yaklaşıyor ama termometre hala 25 dereceyi geçiyor.

ist es sich seine Freunde nah zu halten.
arkadaşlarını kendine yakınında.