NANNTEN - Turkce'ya çeviri

dediğimiz
also
sagen
hm
nennen
doch
huh
heißt
bedeutet
meinst
adını
name
aad
ad.
vorname
bezeichnung
ist
nennt
olarak adlandırdılar
çağırdı
rufen
einladen
holen
nennen
beschwören
herbeirufen
vorzuladen
einzuberufen
anfordern
ismini
namen
nennen
bezeichnung
titel
vorname
çağırırdı
nannten
dedikleri
also
sagen
hm
nennen
doch
huh
heißt
bedeutet
meinst
diyorlardı
also
sagen
hm
nennen
doch
huh
heißt
bedeutet
meinst
diyordu
also
sagen
hm
nennen
doch
huh
heißt
bedeutet
meinst
adında
name
aad
ad.
vorname
bezeichnung
ist
nennt
adlı
name
aad
ad.
vorname
bezeichnung
ist
nennt
adı
name
aad
ad.
vorname
bezeichnung
ist
nennt
çağırdılar
rufen
einladen
holen
nennen
beschwören
herbeirufen
vorzuladen
einzuberufen
anfordern
olarak adlandırmışlardı
olarak adlandırdıkları
ismi
namen
nennen
bezeichnung
titel
vorname

Nannten Almanca kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
So nannten ihn die Araber.
Evet Araplar onu böyle çağırırdı.
So nannten es die anderen.
Onlar, ötekiler dediğimiz.
Die Wissenschaftler haben einen bislang unbekannten Mechanismus entdeckt, den sie»transmorphes epitaktisches Wachstum« nannten.
Bilim adamları, daha önce bilinmeyen“ transmorfik epitaksiyal büyüme” adını verdikleri epitaksiyal büyüme mekanizmasını keşfettiler.
Verwandte nannten Lincoln das Familienauto des Darstellers.
Akrabaları Lincoln sanatçısı aile arabası çağırdı.
Ich sah sie im Schiff, und sie nahmen etwas, das sie den Samen nannten.
Gemiye bindiklerini ve Tohum dedikleri bir şeyi aldıklarını gördüm.
Wir nannten ihn Fred.
Ona Fred ismini verdik.
Auch viele seiner Freunde nannten ihn so.
Çoğu arkadaşı onu böyle çağırırdı.
Um das zu testen, benutzten wir eine Maschine, die wir"Blicket Detektor" nannten.
Bunu test etmek için Blicket algılayıcı dediğimiz bir makineyi kullandık.
Die Forscher nannten diese neuen Arten Ekwiiyemakius walshi, Gunnelltarsius randalli und Brontomomys cerutti.
Araştırmacılar bu yeni türlere Ekwiiyemakius walshi, Gunnelltarsius randalli ve Brontomomys cerutti adını verdiler.
Im alten Rom nannten Mädchen aus dem Adelsgut, die im Tempel dienten, Camille.
Eski Romada, tapınakta hizmet veren asil mülkten kızlar Camilleyi çağırdı.
So nannten wir es- den Swimmingpool.
Yani biz aramızda yüzme havuzu derdik.
Und ihm folgte sein Sohn Aerys… den sie den Irren König nannten.
Onu da Deli Kral dedikleri… oğlu Aerys izledi.
Die am Ufer des Flusses leben", und uns nannten sie"Biberesser.
Nehir Boyunca Yaşayan Halk''. Onlar bize'' Kunduz Yiyenler'' diyorlardı.
Und die Alabayi nannten nur eine Sorte eines solchen Hundes mit einer bestimmten Farbe.
Ve alabayi, böyle bir köpeğin çeşitlerinden sadece birini belli bir renkle çağırırdı.
Wir nannten das Projekt CyArk, das steht für Cyber Archive.
Projeye, Siber Arşive karşılık gelen CyArk ismini verdik.
Sie nannten ihn… Dante. Wie in"Inferno.
Onlar, Dante diyordu'' Cehennem'' in yazarı gibi.
Ein kristallisiertes Hormon, das sie"Herbstmineral" nannten, würde zurückbleiben.
Sonbahar minerali” dedikleri kristalize bir hormon geride bırakılacaktı.
Die Chinesen nannten den Zähler liebevoll"den Sohn" und den Nenner"die Mutter.
Çinlilerin kesirleri ifade ederken paya oğul paydaya da ana diyorlardı.
Die Jüngste war so schön, dass alle sie„Belle“(die Schöne) nannten.
Kızı o kadar güzeldi ki herkeso nu'' Güzel'' diye çağırırdı.
Ein Mann, den sie den"Hund" nannten, Sandor Clegane.
Tazı adında bir adamdı. Sandor Clegane.
Sonuçlar: 260, Zaman: 0.0696

En çok sorulan sözlük sorguları

Almanca - Turkce