NUR IN EINE RICHTUNG - Turkce'ya çeviri

• sadece bir yönde
• tek bir yöne
• yalnızca bir yönde
• sadece bir yöne
• tek bir yönde

Nur in eine richtung Almanca kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri

Der Pfeil geht nur in eine Richtung und immer zu schnell.
Hayat her zaman tek yöne ve çok hızlı hareket ediyor.

Es gibt ein Wort für Loyalität, die nur in eine Richtung geht.
Sadakat için sadece tek bir yönde giden bir kelime var.

Ja, es geht nur in eine Richtung.
Evet, sadece tek bir yöne gidiyor.

Und das geht nur in eine Richtung.
Sadece bir yöne ilerliyor.

Und das geht nur in eine Richtung.
Ve sadece tek bir yönde gidiyor.

Es funktioniert nur in eine Richtung, aber das genügt ja.
Tek taraflı çalışır ama yine de güzel.

Und es geht nur in eine Richtung: Ich habe ein Leben.
Ve sadece tek bir yönde gidiyor.

Sie können nur in eine Richtung feuern.
Sadece tek yöne ateş edebilirsiniz.

Nichts. Es geht nur in eine Richtung.
Tek yöne dönüyor zaten. Hiçbir şey.

Es funktioniert nur in eine Richtung, aber das genügt ja.
Tek yönlü çalışıyor ama işe yarar.

Und diese Beständigkeit, geht die nur in eine Richtung, in die Vergangenheit?
Ve bu süreklilik, sadece tek yönlü mü? Geriye… geçmişe doğru mu?

Verstärkte Scheiben, man sieht nur in eine Richtung.
Güçlendirilmiş cam, tek yönlü bir görüş.

Fahren Sie immer nur in eine Richtung.
Her zaman tek yönde hareket ettirin.

Sie bewegt sich nicht nur in eine Richtung und die Zukunft existiert gleichzeitig mit der Vergangenheit.
Sadece bir yöne doğru hareket etmez ve gelecek, geçmişle aynı zamanda mevcuttur.”.

Feile deine Nägel nur in eine Richtung.
Tırnaklarınızı sadece tek bir yönde törpüleyin.

Laufen nicht mehr nur in eine Richtung und.
Sadece bir yöne doğru hareket etmez ve.

Die Uhr tickt nur in eine Richtung… vorwärts.
Saat sadece tek bir yönde çalışıyor… ileri doğru.

Ein kleines Gerät, das dafür sorgt, dass das Wasser nur in eine Richtung fließen kann.
ÇEKVALF Suyun sadece tek bir yönde akmasını sağlayan küçük bir cihazdır.

Aber nur in eine Richtung, nämlich in die Zukunft.
Tabi tek yönde, yalnızca geleceğe.

Warum geht die Zeit nur in eine Richtung?
Zaman neden yalnızca bir doğrultuda devam eder?