PLAGT - Turkce'ya çeviri

rahatsız
bequem
gemütlich
komfortabel
in ruhe
entspannt
angenehm
rühren
locker
lässig
behaglich

Plagt Almanca kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
Eine schwere Wirtschafts- und Sozialkrise plagt das Land.
Bir büyük sosyal ve siyasi kriz ülkeyi sarstı.
von dem alltäglichen Unwohlsein, das die moderne Gesellschaft plagt.
modern toplumu rahatsız eden günlük sıkıntıların çoğunu açıklıyor.
Hartnäckiger Schnupfen plagt viele Menschen vor allem im Frühjahr.
Saman nezlesi özellikle bahar aylarında birçok kişinin kabusu.
Schizophrenie plagt viele, die Leute, die immer zu sprechen sind Wahnsinn, die Dinge zu sehen.
Şizofreni her zaman şeyler görmeye, delilik konuşan birçok, bu insanlar veba.
Ich gehe weiter, aber mich plagt mein Gewissen.
Gideceğim diyorum ama vicdanım beni rahatsız ediyor.
Das plagt mich sehr.
Bu beni çok rahatsız ediyor.
Aber etwas plagt Sie, und es ist nicht nur dieser Ring. Die Leute wollen diese Geschichte aus Ihren Augen sehen.
İnsanlar bu hikâyeyi senin gözlerinden görmek istiyor… ama seni rahatsız eden bir şey var ve bu yalnızca şu Halka değil.
Was plagt sie mehr, dass ihre Ehe vorbei ist
Onu daha çok rahatsız eden şey ise evliliğinin bitmesinden ziyade,
Es ist verlockend, dies durch die Linse der polarisierten Politik zu sehen, die viele westliche Demokratien plagt.
Bu gevşemeyi, birçok batı demokrasisini rahatsız eden kutuplaşmış siyasetin merceğinden görmek cazip gelebilir.
MRSA plagt Krankenhäuser und Pflegeheime auf der ganzen Welt, weil normale Staphylokokkeninfektionen gegen generische Antibiotika resistent werden.
MRSA, dünyadaki hastaneleri ve huzurevlerini sarsmakta, çünkü sıradan staf enfeksiyonları jenerik antibiyotiklere direnç kazanmaktadır.
das ist meine Fähigkeit zu wissen, wenn dich etwas plagt.
bir şeyin senin canını sıktığı zamanı bilme kabiliyetim.
Zweifel könnten Dich plagen.
Kuşkucu yönlerin seni rahatsız edebilir.
Wenn Sie in der Dunkelheit treiben/ schwimmen, werden Sie von Zweifeln an einem heiklen Thema geplagt.
Karanlıkta yüzüyorsanız, o zaman bazı hassas konulardaki şüpheleriniz sizi rahatsız edecektir.
andere Menschen geplagt.
diğer erkekler gibi rahatsız.
Geplagt von der schrecklichen Bürde, sich als jemand ausgeben zu müssen, der er nicht ist. Ansprechend, sensibel.
Sempatik, hassas, başka biri gibi davranmaya zorlanmanın… korkunç yükünün altında eziliyor.
Plagte mich der Unterschied Erst vor Kurzem.
Bunu kendime dert ederdim. Kısa süre önce fiziksel farklılıklarımızı hatırladığımda.
Der Gefühllose kehrt von grenzenloser Liebe geplagt zurück!
Zalim adam aşk acısıyla geri dönmüş!
Mich plagen keine Skrupel noch Zweifel,
Hiçbir sıkıntı ya da şüphe yok,
Unterkünfte in der Nähe von Moliets plage, Résidence OPEN SUD.
Moliets plage, Résidence OPEN SUD yakınlarında konaklanacak yerler.
Hotels in der Nähe von Club de plage Mickey-Belugas.
Club de plage Mickey-Belugas yakınındaki oteller.
Sonuçlar: 41, Zaman: 0.0592

En çok sorulan sözlük sorguları

Almanca - Turkce