PSYCHOANALYTIKER - Turkce'ya çeviri

psikanalist
psychoanalytiker
psychoanalyst
terapist
therapeut
psychoanalytiker
therapist
therapie
psikiyatrist
psychiater
psychologe
seelenklempner
psychologin
psychoanalytiker
psikanalistler
psychoanalytiker
psychoanalyst
psikanalisti
psychoanalytiker
psychoanalyst
psikoanalist

Psychoanalytiker Almanca kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
Chloé, eine zerbrechliche junge frau, verliebt sich in ihren psychoanalytiker paul.
Chloé, kırılgan genç bir kadın, psikanalist Paula aşık olur.
Die Psychoanalytiker Ihres Alters sind die schlimmsten.
Sizin yaşlarınızdaki terapistler en kötüleridir.
Wie viele Jahre kannten Sie denn diesen Psychoanalytiker?
Bu psikiyatristi kaç yıldır tanıyordun?
US-Amerikanische Psychoanalytiker akzeptierten ihn nie als einen der ihren.
Amerikan psikanalistleri onu asla kendilerinden biri olarak kabul etmediler.
Und dein Psychoanalytiker, was sagt der dazu?
Psikanalistin ne diyor buna?
Auszuforschen woher sie kommt, ist Sache der Psychoanalytiker, ich bin es nicht.
Nereden kaynaklandığını araştırmak psikanalistlere kalmış, bana değil.
Chloé, eine zerbrechliche junge frau, verliebt sich in ihren psychoanalytiker paul.
Genç, kırılgan bir kadın olan Chloé, psikanalistine aşık olur Paul.
Psychoanalytiker essen doch auch zu Abend, oder nicht?
Psikiyatrlar da yemek yer değil mi?
Sie ließen sie in dem Glauben, Psychoanalytiker zu sein?
Onu, senin bir psikanalist olduğuna inandırmadın mı?
Ein Psychoanalytiker würde wohl sagen, dass ich es nicht wirklich vergaß.
Sanırım bir psikanalist benim onu gerçekten unutmadığımı söylerdi.
Er ist Psychoanalytiker.
Bir psikanalist.
Dafür wird speziell der französische Ethnologe und Psychoanalytiker George Devereux(Mathieu Amalric) eingeflogen.
Aşiretler üzerine araştırmaları bulunan, Macar kökenli Fransız psikiyatr ve etnolog Georges( Mathieu Amalric) tedaviyi üstlenir.
Als Psychoanalytiker weiß man, daß alle Geschichten letztlich von Liebe reden.«.
Psikanalist olmak bütün hikayelerin aşktan söz etmek anlamına geldiğini bilmektir.
Wie so oft für einflussreiche Psychologen und Psychoanalytiker beschrieben, hatte auch Erikson keine sonnige Kindheit.
Önemli psikologlarda ve psikanalistlerde sıklıkla olduğu gibi, Erik Eriksonun da çocukluğu mükemmel değildi.
Es wird nie genügend Psychoanalytiker geben, Ganz gleich, wie rasch wir sie produzieren.
Hiçbir zaman herkese yetecek sayıda psikanalist olmayacak, onları ne kadar hızlı mezun edersek edelim.
Das Psychoanalytiker eine Krankheit sind, die sich selbst als Heilmittel darstellen.
Psikanalizciler, kendilerini çare olarak tanıtan bir hastalıktır.
Ich bin Psychoanalytiker.
Ben bir psikanalistim.
Freund, Regisseur, Beichtvater, und zuweilen Psychoanalytiker.
Dost, yönetmen, öğretmen, zaman zaman amatör psikolog.
Ein Psychologe oder ein Psychoanalytiker.
Bir psikolog ya da bir psikoterapist ile.
der etwas andere Psychoanalytiker.
Farklı Bir Psikanalist.
Sonuçlar: 60, Zaman: 0.0748

En çok sorulan sözlük sorguları

Almanca - Turkce