SO DICHT - Turkce'ya çeviri

kadar yakın
so nah
so nahe
nahe genug
wie nahe
je näher
wie eng
sehr nahe
kadar yoğun
so intensiv
so dicht
so dick wie
stark genug
so stark
bu kadar yaklaşmamalı
kadar yakından
so nah
so gut wie
so eng
so dicht
so genau
nah genug
kadar gür

So dicht Almanca kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
Und jetzt leg den Sensor so dicht wie möglich vor Sheldons Zimmer.
Sensörü Sheldonın odasına mümkün olan en yakın yere bırakmalısın.
Nein, nein. Nicht so dicht, Messer.
Çok yakın, Messer. Hayır, hayır, hayır.
Der Kalk ist so dicht, er lässt sich wie Metall messen.
Kireçlenme çok yoğun yaşanırsa, metal gibi görünüyor.
Speedboote so dicht nebeneinander erscheinen auf dem Radar bloß als eins.
Birbirine bu kadar yakın seyreden 2 tekne, radarda tek görünecektir.
Wir haben uns so dicht dass man den Atem.
O kadar sıkışık otururduk ki yanındaki çocuğun nefes alışını hissedebilirdin.
Sheldon erlaubt nicht, so dicht vorm Spiegel Zahnseide zu benutzen.
Sheldon aynaya o kadar yakından diş temizlemeye izin vermiyor.
Er meinte, das Holz sei so dicht, dass es sinkt im Wasser.
O kadar ağır bir ahşap ki suda batar dedi.
Nicht so dicht und nicht so schwarz.
O kadar kıvırcık ve siyah değil.
So dicht standen die Bäume.
Ağaçların bu kadar yakın olduğunu da.
So dicht an der Kehle.
Boğazına çok yaklaşmış.
So dicht, daß es fast Dichtung ist".
O kadar mulaktr ki neredeyse sabuklamalardan ibarettir.''.
An vielen Abschnitten so dicht, dass.
Bazı bölümler öyle yoğun ki, o.
Nicht so dicht.
Okadar yakın değil.
Für mich ist ein Wald ein Ort, der so dicht voller Bäume ist.
Benim için, orman, içinde yürüyemeceğiniz kadar yoğun bir şekilde ağaçlarla dolu bir yerdir.
Sitz nicht so dicht neben mir, Charlie.
Bana çok yakın oturma Charlie.
Das Netz ist so dicht, dass es hunderte Kilometer Myzel unter einem einzigen Fußabdruck geben kann.
o kadar yoğundur ki tek bir ayak izinin altında yüzlerce kilometrelik miselyum bulunabilir.
Würde ich so dicht bei den Cardassianern leben, wäre ich auch nicht gern unbewaffnet.
Ben de Kardasyalılara bu kadar yakın yaşasaydım yastığımın altında bir fazer saklardım.
Setz dich nicht so dicht dran, das zerstrahlt dir noch die Birne.
O kadar yakın oturma şu şeye. Beynini bozacak.
Wir waren so dicht dran, wir hätten sie praktisch berühren können.
Ona o kadar yakın yüzüyorduk ki neredeyse dokunabilirdik.
Es ist so dicht geschrieben, jedes Wort sitzt.
O kadar ince yazılmış ki her satır önemli.
Sonuçlar: 78, Zaman: 0.0551

Kelime çeviri

En çok sorulan sözlük sorguları

Almanca - Turkce