SO MÄCHTIG - Turkce'ya çeviri

• kadar güçlü
• kadar güçlüdür
• kadar güçlüyse
• kadar güçlendi
• bu kadar kuvvetli

So mächtig Almanca kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri

So geschmeidig, so mächtig so wunderschön.
Ne kadar parlak, ne kadar güçlü ne kadar güzel.

Aber Kreationismus in den USA ist nicht so mächtig.
Ama Amerikadaki yaratılışçı düşünce o kadar güçlü bir düşünce değildir.

Pharmaunternehmen sind so mächtig, dass sie ganze Gesundheitskrisen auslösen.
İlaç şirketleri, sağlık krizleri çıkaracak kadar güçlü.

Nirgendwo sonst wäre der Aktionär so mächtig.
Başka alanda idareci bu kadar güçlü olmaz ama.

Aber er war so mächtig, niemand kam an ihn ran.
Ama o kadar güçlüydü ki kimse durduramadı.

Und wenn du so mächtig bist, heile dich selbst!
O kadar güçlüysen, kendini iyileştir o halde!

Du bist so mächtig, dass du eine Spur zerstörter Gebäude hinterlässt, wenn du deine Ziele verfehlst!
O kadar güçlüsün ki, hedefini ıskalarsan karşına çıkan binalar çöker!

Der Ausstoß des Giftes war so mächtig, dass Pangborn starb.
Zehir o kadar güçlüydü ki Pangbornu öldürdü.

Du bist so mächtig, dass du eine Spur zerstörter Gebäude hinterlässt, wenn du deine Ziele verfehlst!
O kadar güçlüsün ki, hedefini ıskalarsan senin karşına çıkan binalar çöker!

Sie waren so mächtig, sie schrieben die Gesetze zu ihren Gunsten um.
Kanunları kendi çıkarlarına göre yazdılar. O kadar güçlüler ki.

Darum waren sie so mächtig.
Bu yüzden bu kadar güçlüydüler.

So mächtig er auch werden wird,
Ne kadar güçlü olursa olsun,

Ist Carroll wirklich so mächtig?
Carroll gerçekten o kadar güçlü mü?

So mächtig, dass ich dich in 15 Minuten aufschneiden könnte.
Öyle keskin ki seni 15 dakikada ortadan ikiye kesebilirim.

Ich möchte trotzdem wissen, was sie so mächtig macht.
Yine de onları neyin bu kadar güçlü yaptığını öğrenmek istiyorum.

So mächtig ist keine Magie.
Bu kadar güçlü bir büyü yok.

So mächtig ich auch bin, ich hab auch nur zwei Hände.
Çünkü o kadar güçlüyüm. Ve hala 2 elim var.

Tatsächlich ist diese Technologie so mächtig, dass wir sehen, wo sich auf dem Fingerabdruck die Moleküle befinden.
Bu teknoloji aslında öyle güçlü ki bu molekülleri parmak izi üzerinde görebiliyoruz.

Ich habe ihn noch nie so mächtig gesehen.
Onu hiç bu kadar güçlü görmemiştim.

Ich habe ihn noch nie so mächtig gesehen.
Hiç bu kadar güçlü görmemiştim.