CAN DETECT - Turkce'ya çeviri

• tespit edebilir
• tespit edebilen
• algılayabilir
• tesbit edebilir
• saptayabilir

Can detect Ingilizce kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri

This can detect and locate the signature wavelengths emitted by the Dragonballs.
Bu, Ejder Toplarının yaydığı belirli dalga boylarını algılayıp yerlerini tespit edebiliyor.

At least none that my ring can detect.
En azından, yüzüğümün tespit edebileceği türden yok.

A Geiger-Müller tube can detect the presence of radiation, but not its energy, which influences the radiation's ionizing effect.
G-M tüpü sadece radyasyonun varlığını tespit edebilir, fakat enerjisini tespit edemez ki, enerji iyonlaşma etkisini belirler.

A G-M tube can detect the presence of radiation, but not its energy which influences the radiation's ionising effect.
G-M tüpü sadece radyasyonun varlığını tespit edebilir, fakat enerjisini tespit edemez ki, enerji iyonlaşma etkisini belirler.

The bats can detect the snakes using echolocation, but the snakes are literally in
Yarasalar sonar kullanarak yılanların yerini tespit edebilir. Ama yılanlar,

Can detect and memorize the movements of its wearer, Suit that knowledge doesn't have to disappear.
Kullanıcının hareketlerini algılayabilir ve ezberleyebilir, bu bilginin kaybolması gerekmiyor. Takım elbise.

Yeah, well, a rat's sense of smell can detect poison before they reach the trap.
Evet, farenin koku alma duyusu, tuzağa ulaşmadan, zehir kokusunu algılayabilir.

This method mimics eye movements and can detect change blindness without introducing blank screens, masking stimuli or mudsplashes.
Bu yöntem göz hareketlerini kopya eder ve değişim körlüğünü boş ekran ve maskeleme uyaranı olmadan tespit edebilir.

Bilal, can you arrange for an x-ray scanner which can detect the where the gold is in the castle.
Bilal, bir x-ray tarayıcısını ayarlayıp altınların kalenin neresinde olduğunu tesbit edebilir.

legs can launch her three metres into the air, and her magnificent ears can detect the slightest rustle of prey.
kadar havaya yükseltebilir ve muhteşem kulakları avın en hafif hışırtılarını bile saptayabilir.

Each arm is covered by supersensitive tube feet… that can detect prey by touch and smell.
Her kolu avını dokunma ve koku yolu ile tespit edebilen çok duyarlı tüp ayaklarla kaplıdır.

But bears have an astonishingly acute sense of smell… and can detect the presence of a seal, deep within the snow… at a distance of a kilometre or more.
Ama ayıların şaşırtıcı keskinlikte koklama yetenekleri vardır ve karın altında, bir kilometre hatta daha fazla derinlerde bulunan bir foku tespit edebilir.

Whatever the room, it's certain to be guarded by a biometric fingerprint scan which can detect the prints on all five fingertips and also the user's body heat.
Hangi oda olursa olsun, biyometrik parmak izi taramasıyla korunacak… Bu tarayıcılar her parmağın izini ve kullanıcının vücut ısısını saptayabilir.

Most taste buds on the tongue and other regions of the mouth can detect umami taste, irrespective of their location.
Dil ve ağzın diğer bölgelerindeki tat alma cisimciklerinin tümü umami tadını bulundukları yerden bağımsız olarak tespit edebilir.

Yeah, sure. that can detect where the tunnel is.- We have developed seismic waves.
Evet.- Bu tünelin yerini tespit edebilen… sismik dalgalar geliştirdik.

This is not like stealing lollipops. His security system can detect an air assault, from any direction.
Bu güvenlik sistemi herhangi bir yönden gelen hava saldırısını tespit edebilir.

Can detect the nitrogen dioxide gas that these landmines and IEDs emit. They have bioengineered the thale cress plant whose roots.
Kökleri, bu kara mayınlarının ve doğaçlama infilak aygıtlarının yaydığı… azot dioksit gazını tespit edebilen… sıradan tere bitkisine biyomühendislik uyguladılar.

Landmines and IEDs emit. They have bioengineered the thale cress plant whose roots can detect the nitrogen dioxide gas that these.
Kökleri, bu kara mayınlarının ve doğaçlama infilak aygıtlarının yaydığı… azot dioksit gazını tespit edebilen… sıradan tere bitkisine biyomühendislik uyguladılar.

Make her doubt herself in order to suppress her natural powers, so that no one can detect her magic.
Böylece kimse tespit edemez onun büyüsü. Sırayla onu şüpheye düşür doğal güçlerini bastırmak.

Make her doubt herself in order to suppress her natural powers, so that no one can detect her magic.
Büyüsü kimse tarafından tespit edilemesin. Onun doğal güçlerini bastırmak için kendinden şüphe etmesine neden ol ki.