ENOUGH TO FIND - Turkce'ya çeviri

[i'nʌf tə faind]
[i'nʌf tə faind]
bulacak kadar
enough to find
enough to get
until i have found
enough to come up
bulmak için yeterince
enough to find
bulmaya yeter
bulmak için yeterli
bulmaya yetmeyeceğini mi
bulmak zaten
kadar iyi misiniz tek başınıza yolu bulacak

Enough to find Ingilizce kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Just have to be lucky enough to find her.
Onu bulabilecek kadar şanslı olmak gerek.
Maybe enough to find my family.
Belki de ailemi bulmaya yetecek kadar olanını.
He was clever enough to find his way to the basement.
Bodrum katını bulabilecek kadar zekiydi kendisi.
Who would be smart enough to find one of Mickey's farms?
Mickeyin çiftliklerinden birini bulacak zeka kimde var?
It's hard enough to find someone in the medical profession that you can trust.
Yeterince zor. Tıp mesleğinde… güvenebileceğin birini bulmak.
It's hard enough to find someone in the medical profession that you can trust.
Tıp mesleğinde… yeterince zor… güvenebileceğin birini bulmak.
Just long enough to find what we seek.
Sadece aradığımız şeyi bulmamıza yetecek kadar uzun.
Do we still have enough to find Dad?
Hâlâ babamı bulmaya yetecek kadar var mı?
Maybe even enough to find your daddy.
Belki babanı bile bulabilecek kadar.
At least enough to find my toothbrush.
En azından diş fırçamı kolayca bulabileceğim kadar.
some luck might be enough to find my parents.
biraz şans ailemi bulmaya yetebilir.
At least enough to find my toothbrush.
En azından diş fırçamı bulmama yetecek kadar.
At least enough to find my toothbrush.
En azından diş fırçamı bulabilecek kadar bir yere.
Easy enough to find an address, as you have already demonstrated.
Tanıtım yaptığınız gibi bir adres bulmak yeterli olacaktır.
It's hard enough to find someone in the medical profession that you can trust.
Tıp mesleğinde… güvenebileceğin birini bulmak… yeterince zor.
Enough! I watched enough to find the answers.
Yeteri kadar! Yanıtları bulmaya yetecek kadar izledim.
You're talented enough to find a job at a big company.
Büyük bir şirkette iş bulacak yeteneğin var.
I stopped drinking so I could get clear-headed enough to find him, so I could get healthy enough to hunt him.
İçmeyi bıraktım böylece onu bulacak kadar kafamı toparladım böylece onu avlayacak kadar iyileştim.
If you wanna live long enough to find your pansy little friend,
O ibne arkadaşınızı bulacak kadar uzun yaşamak istiyorsanız,
Logan's mom was nice enough to find me a plot at the community garden,
Bir arsa bulmak için yeterince güzeldi, çünkü… Çünkü bana bu berbat işi verdi.
Sonuçlar: 127, Zaman: 0.0665

Kelime çeviri

En çok sorulan sözlük sorguları

Ingilizce - Turkce