LIGHTNING - Turkce'ya çeviri

['laitniŋ]
['laitniŋ]
şimşek
lightning
thunder
flash
simsek
thunderbolt
bolt
strike
yıldırım
lightning
thunder
thunderbolt
bolt
ildyrym
yildirim
a bolt of lightning struck
thunderstone
strike
şimşeği
lightning
thunder
flash
simsek
thunderbolt
bolt
strike
şimşekler
lightning
thunder
flash
simsek
thunderbolt
bolt
strike
lightningi
lightningin
şimşekleri
lightning
thunder
flash
simsek
thunderbolt
bolt
strike
yıldırımlar
lightning
thunder
thunderbolt
bolt
ildyrym
yildirim
a bolt of lightning struck
thunderstone
strike
lightningle
yıldırımları
lightning
thunder
thunderbolt
bolt
ildyrym
yildirim
a bolt of lightning struck
thunderstone
strike
yıldırımının
lightning
thunder
thunderbolt
bolt
ildyrym
yildirim
a bolt of lightning struck
thunderstone
strike

Lightning Ingilizce kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
That you know how to contact Black Lightning.
Bu da demektir ki… Black Lightningle nasıl irtibat kurulacağını biliyorsun.
But for Saturn, lightning alone may not be enough.
Ancak Satürn için, yıldırımlar tek başına yeterli olmayabilir.
But the thunders, see, they brought lightning.
Ama fırtınalar, Şimşekleri getirdi.
But nothing… Nothing mixes well with Black Lightning.
Ama hiçbir şey Black Lightningle birlikte iyi olmuyor.
Is back. It is time that people know that Black Lightning.
İnsanların Black Lightningin geri döndüğünü… öğrenme zamanı… geldi.
The lightning lives here.
Yıldırımlar burada yaşıyor.
Take this Level 2 lightning.
Al bakalım 2. seviye şimşekleri.
Do you want to tell us who Black Lightning is now?
Bize Black Lightningin kim olduğunu şimdi söyleyecek misin?
Lightning, friction from a severe sandstorm, fire ants, certainly natural causes.
Yıldırımlar, birkaç kum fırtınasının yarattığı sürtünmeler ateş karıncaları, kesinlikle doğal sebeplerden çıkmıştır.
Oh, gods of hurricanes… makers of thunder and lightning.
Ey, kasırga tanrıları, gök gürlemelerini, şimşekleri ve.
During the construction phase Tesla studied lightning.
Tesla, istasyonun yapım safhasında yıldırımlar üzerine çalışmıştı.
Barry's gonna hurl lightning from the energy he creates when he runs.
Koşarken yarattığı enerjinden oluşan şimşekleri fırlatacak.
I guess, deep down, I always knew that Black Lightning would eventually win.
Sanırım içimde bir yerlerde daima… sonunda Black Lightningin kazanacağını biliyordum.
I see earthquakes and lightning'♪.
Depremler ve yıldırımlar görüyorum.
The body came out of the river where Black Lightning fell. What happened?
Neler oldu? Ceset Black Lightningin düştüğü nehirden çıkarıldı?
Marissa, have you seen this lightning we have been having? That may seem odd?
Bu tuhaf gelebilir… Marissa, yaşadığımız şimşekleri gördün mü?
It is believed there's lightning there, though no one has seen it.
Hiç kimsenin görmemesine rağmen orada yıldırımlar olduğuna inanılıyor.
That may seem odd… Marissa, have you seen this lightning we have been having?
Bu tuhaf gelebilir… Marissa, yaşadığımız şimşekleri gördün mü?
And the lightning.
Ve yıldırımlar.
What we haven't seen is lightning.
Şu ana dek göremediğimiz tek şey yıldırımlar.
Sonuçlar: 2592, Zaman: 0.0626

En çok sorulan sözlük sorguları

Ingilizce - Turkce