ME TO LOOK - Turkce'ya çeviri

[miː tə lʊk]
[miː tə lʊk]
bakmam için bana
göz atmamı
to take a look
to check out
to take a peek
to browse
to glance
bana görün
bana yazdığı isimlerin ötesine bakmaya
bakmami

Me to look Ingilizce kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
You condemned me to look down!
Aşağılara bakmaktan beni mi suçluyorsun!
Are you expecting me to look after her?
Ona bakmamı mı bekliyorsun?
What is it? Do you want me to look?
Ne var? Benim bakmamı ister misin?
It occurred to me to look for other doctors whose information had also been changed.
Bakmaya yönlendirdi. Bu beni bilgileri değişmiş başka doktorlara.
Want me to look? It might be the battery?
Akü olabilir. Bir göz atmami ister misin?
Why are you always asking me to look after Nana? What happened?
Neler olduğunu anlatın. Neden sürekli Nanaya iyi bakmamı söylediniz?
She only wanted me to look after her.
Sadece benim bakmamı istiyordu.
You want me to look around the school and see if I can find her?
Okulda etrafa bakıp onu aramamı ister misin?
It's somewhere. You want me to look?
Aramamı ister misin? Üstünde biryerde?
You told me to look.
Bana bakmamı söylemiştin.
They're telling me to look, where?
Bana bakmamı söylüyorlar, nereye?
Okay, you asked me to look.
Pekâlâ, benden bakmamı istediğin.
I knew no good would come of it but… it compelled me to look.
Bunun iyi bir şekilde sonuçlanmayacağını biliyordum ama beni bakmaya zorladı.
You want me to look stupid in front of my friends?
Arkadaşlarımın önünde salak gibi mi gözükeyim istiyorsun?
Booth asked me to look into hutch's finances.
Booth, Hutchın mali verilerine bakmamı istedi.
He got an emergency call this morning, and he asked me to look after you.
Sabah acil bir durum olmuş ve sana bakmam için beni çağırdı.
Remind me to look that up on occasion.
Hatırlat da bir ara ne oluyormuş bir bakayım.
He knew the mayor often asked me to look into cases like this.
Belediye başkanının bu tür davalara benim bakmamı istediğini biliyordu.
Your employer Mr. Gibson has engaged me to look into this unhappy matter.
İşvereniniz Bay Gibson, bu tatsız konuya bakmak için beni tuttu.
I received a letter asking me to look into the charges, from a very close friend of yours, a Frank Santana.
Suçlamalara göz atmamı isteyen bir mektup aldım sizin yakın arkadaşınız Frank Santanadan.
Sonuçlar: 70, Zaman: 0.053

Kelime çeviri

En çok sorulan sözlük sorguları

Ingilizce - Turkce