You can't hate Ingilizce kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
You can't hate yourself.
You can't hate Mother.
Anne nefret edemezsin.You can't hate me.
Benden nefret edemezsin.You can't hate livestock.
Besi hayvanından nefret edemezsin.You can't hate me.
Ağabeyinden nefret edemezsin.But you can't hate him.
Because you can't hate me.
Çünkü sen benden nefret edemezsin.You can't hate the painting.
Resimden nefret edemezsin.You can't hate the guy.
Adamdan nefret edemezsin.But you can't hate horses.
Ama atlardan nefret edemezsin.You can't hate the dead.
Bir ölüden nefret edemezsin.You can't hate me forever.
Benden ölesiye nefret edemezsin.You can't hate me forever.
Ömür boyu benden nefret edemezsin.You can't hate me, Jackson.
Benden nefret edemezsin, Jackson.Claire, you can't hate me forever.
Claire, benden ebediyen nefret edemezsin.You can't hate your clients, Red.
Müvekkillerinden nefret edemezsin, Red.You can't hate a dead man, David.
Ölü bir adamdan nefret edemezsin, David.But you can't hate him, you know?
Fakat sen ondan nefret edemezsin, biliyorsun dimi?You can't hate both Real Madrid and Barcelona.
Real Madrid ve Barcelonadan nefret edemezsin.You can't hate me for driving him away.
Onu buradan uzaklaştırdığım için benden nefret edemezsin.
