YOU CAN'T KEEP - Turkce'ya çeviri

[juː kɑːnt kiːp]
[juː kɑːnt kiːp]
devam edemezsin
you can't keep
you can't go on
you can't continue
don't keep
not keep going
tutamazsın
you can't
you can't hold
not
keep
hold
duramazsın
you can't
not
to stop
saklayamazsın
you can't hide
you can't keep
not
hide
he opens his
keep
sende kalamaz
hakim olamıyorsanız
uzak tutamazsın
you can't keep
sizde kalamaz
oi anne o hep sana ait olamaz
tutmasını beceremiyorsun

You can't keep Ingilizce kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Whatever it is, you can't keep running from it.
Her ne ise, ondan kaçıp duramazsın.
But you can't keep Mikado.
Ama Mikado sende kalamaz.
Ben, you can't keep secrets from me about my own daughter!
Ben, kendi kızımla ilgili sır saklayamazsın benden!
You can't keep sleeping at a sauna. It's okay, sir.
Tamam, efendim. Saunada uyumaya devam edemezsin.
You can't keep me from this mission!
Beni bu görevden uzak tutamazsın.
Mr Belford, you can't keep the money.
Bay Belford, bu para sizde kalamaz.
You can't keep him to yourself all the time. Thanks, Mom.
Sağ oI anne. O hep sana ait olamaz.
Let me out! You can't keep me in here forever!
Beni sonsuza dek burada tutamazsın! Bırak beni!
You can't keep blaming a screwed up family life forever.
Alt üst olmuş bir aile için kendini sonsuza dek suçlayıp duramazsın.
You can't keep her away from me like this.
Kızımı bu şekilde benden saklayamazsın.
You can't keep doing this to yourself. Why?
Neden? Bunu kendine yapmaya devam edemezsin.
But we are now because you can't keep your dick in your pants.
Ama biz şimdi tehlikedeyiz çünkü, aletini pantolonunun içinde tutmasını beceremiyorsun.
But, Dad, you can't keep me from it.
Ama baba, beni bundan uzak tutamazsın.
You can't keep throwing that plane crash in his face.
Bu uçak kazası konusunu kafasına kakıp duramazsın.
You can't keep the truth information behind these bars!
Gerçeği bu duvarlar ardında saklayamazsın!
You can't keep us locked up here like animals!
Bizi burada hayvanlar gibi kilitli tutamazsın!
You can't keep calling me!
Beni böyle arayıp duramazsın.
You can't keep the truth behind these bars!
Gerçeği bu duvarlar ardında saklayamazsın!
You can't keep me here no matter what you do.
Ne yaparsan yap, beni burada tutamazsın.
You can't keep killing me.
Beni böyle öldürüp duramazsın.
Sonuçlar: 513, Zaman: 0.1026

Kelime çeviri

En çok sorulan sözlük sorguları

Ingilizce - Turkce