Asalet Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Programming
-
Computer
Eskiden haysiyet, asalet ve muazzam bir cesarete sahipti.
O zaman asalet. Ben bunu sevmedim.
Peter Scottson asalet ve onurla; en zor işlerimizden birinde hizmet verdi.
Japon Akita, sahiplerine asalet, güç, cesaret ve inanılmaz bağlılık eşsiz bir kombinasyonudur.
Asalet, bugünlerde moda olan bir terim değildir,
Bu cesaret ya da asalet meselesi değil.
Üç buçuk metrelik asalet.
Kesinlikle. Bu cesaret ya da asalet meselesi değil.
Atlı arabalar… Atlar… Asalet.
Kurucusu ve ilk kalesi, eski asalet ailesinin soyundan gelen Edward Dalyngriggeydı.
Herkes de vardır asalet.
Tüm yıl boyunca kendini asalet ve zarafetle taşıdın.
Asalet ve tüccarlar sadece tamamen yanlış kontrol etmek
Kan'','' Asalet'' ve'' Aile.
Dubrovnik asalet bu çok yerde inşa yaz evlerinde yazlar geçirdi.
Fildişi mutfak- gölgelerin asaleti( 67 fotoğraf).
Asaleti ve elinden alınamaz hakkı için ayağa kalkıp inandığı davada savaşmasıdır.
O asaleti için tam portreler yaptı ederken, diğer konular sanatçı ve müzisyenler.
Gücü ve asaleti yok. Hiç birinde Lord Vaakonun.
Sana adalet, onur ve asaleti öğretmek için… seni bu gezegene gönderdim.