BAŞ - Almanca'ya çeviri

Kopf
kafasını
başını
kellesini
aklını
başlığı
beyni
umgehen
baş
idare
uğraşmak
atlamak
üstesinden
kullanabilir
ele
kullanmayı biliyor musun
baypas
bypass
Chief
şef
amir
baş
şerif
komiser
başçavuş
müdürü
bewältigen
baş
idare
üstesinden
yönetmesi
çıkmak
Leiter
merdiven
yöneticisi
iletken
başkan
lider
baş
müdürü
şefi
direktörü
Oberste
üst
en üst
yüksek
yüce
ilk
baş
öncelikli
Chef
patron
şef
başkanı
amirim
lideri
müdürü
başı
chief
başhekim
zurechtkommen
baş
iyi
idare ettiğini
çaresine bakmak
Head
kafa
baş
başkanı
Umgang
baş
ilgili
uğraşmak
kullanımı
başa çıkmak
başa çıkma
i̇şleme
ile
nasıl
Lead
Haupt
sind

Baş Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
Baş pazarlama görevliniz benim.
Ich bin unser Chief Marketing Officer.
Bu baş tam boyutunda.
Dieser Kopf ist maßstabgetreu.
Ben baş dedektifim.
Ich bin leitender Ermittler.
Baş soruşturma memuru emekli olmuş.
Der Leiter der Ermittlung ist in Pension.
Stresle çok iyi baş edemiyorum.
Ich kann mit Stress nicht sehr gut umgehen.
Hastalık ile sadece karmaşık tedaviyi baş edebiliyor.
Mit der Krankheit kann nur komplexe Behandlung bewältigen.
Baş dedektif özür dilerim.
Head Detective, Entschuldigung.
Oksijen. güçlü akıntılarla baş edebilenler yaşamlarını sürdürebilirler.
Sauerstoff. die mit der starken Strömung zurechtkommen. Hier,
Baş yargıç seni görmek istiyor.
Der Chief Justice will Sie sehen.
Burası baş ve boyun.
Das ist der Kopf und Nacken.
Baş avukat benim.
Ich bin leitender Anwalt.
Birçok parametre, aralarında baş- malzeme, şekil ve tasarım.
Von mehreren Parametern, Leiter unter ihnen- Material, Form und Design.
Burada hızlı bir şekilde düşünmek ve baş itaat gerekir- Tam olarak ne o-bilir!
Hier müssen Sie schnell denken und den Chef zu gehorchen- er-weiß genau, was zu tun ist!
Kardeşim bile onunla baş edemedi.
Nicht mal mein Bruder konnte mit ihm umgehen.
Öğrenciler bu bilgi ile yurt dışına çıktıklarında kültürlerarası zorluklarla çok daha kolay baş edebilirler.
Wenn Studierende mit diesem Wissen ins Ausland gehen, können sie interkulturelle Herausforderungen viel leichter bewältigen.
Büyük baş Michael Wynne oluyor.
Big Head war Michael Wynne.
Ben, Baş Dedektif Barnaby.
Ich bin Detective Chief Inspector Barnaby.
Baş gardiyan, Müdür Lillstrom tarafından işe alındı.
Leitender Wärter, rekrutiert von Direktorin Lillstrom.
Baş aşağıya, kıç yukarıya.
Den Kopf runter und den Arsch hoch.
Geniş spektrumlu antibiyotikler hemen hemen her patolojiyle baş edebilmektedir- Baytril, Tetracycline, Bicillin.
Breitspektrum-Antibiotika können mit fast jeder Pathologie zurechtkommen- Baytril, Tetracyclin, Bicillin.
Sonuçlar: 1093, Zaman: 0.0956

En çok sorulan sözlük sorguları

Turkce - Almanca