BAKMAK - Almanca'ya çeviri

sehen
görmek
görür
görebilirsiniz
görüyor
izlemek
görüşmek
bak
bakın
görüyor musun
görün
schauen
bakmak
izlemek
bakıyor
bakar
bir göz
görmek
seyretmek
bakın
bakalım
görelim
gucken
bakmak
izlemek
seyretmek
bakıyor
izleriz
bakın
izleyebilir miyiz
izleyelim mi
betrachten
bakmak
görür
bakarsanız
görmek
görüyorlar
düşünebilirsiniz
kabul
bir göz
düşünün
düşün
kümmern
bakmak
ilgilenmek
göz kulak
ilgilenebilirim
halletmem
bakım
umurunda
işi
icabına
aufpassen
dikkatli
göz kulak
bakmak
dikkat etmek
ilgilenmek
kollamak
dikkat edin
bakıcılık
bakabilir misin
suchen
arayın
bulmak
arayan
arar
arıyor
bulalım
bulun
peşinde
bulayım
nachsehen
bakmak
kontrol etmek
bir bakayım
bakalım
bakabilir misin
starren
bakmak
bakıyor
sert
katı
bakışı
bakıp
dik dik bakıyor
gözü
sorgen
endişe
sağlamak
emin
dert
bakmak
sağlar
endişelendiriyor
kaygıları
merak etme
endişelenmene gerek

Bakmak Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
Daima bakmak zorundasın.
Müssen immer suchen.
Seninkini bakmak için neden para vereyim ki?
Warum soll ich hier für's Gucken zahlen?
İleriye bakmak kulağa kötü gelmiyor.
Nach vorn schauen klingt nicht übel.
Hızına bakmak gerekir.
Man muss die Geschwindigkeit betrachten.
Birkaçı, gözlerine bakmak istiyor.
Einige wollen ihm in die Augen sehen.
Bunun için ülke hapishanelerine bakmak yeterli.
Dazu genügt ein Blick in die Gefängnisse.
Bakmak istiyorum.
Ich will nachsehen.
Bize bakmak zorunda değilsin.
Du musst nicht auf uns aufpassen.
Ben anneme bakmak zorunda kalarak büyüdüm.
Ich musste mich als Kind um meine Mom kümmern.
Bakmak yok ama. Pekâlâ.
OK. Nicht gucken.
Bakmak i̇ki̇ kuruş dokunmak dört kuruş- yapmak 17 kuruş.
Menü- schauen 2 sous berühren 4 sous- tun 17 sous.
Goeth temsil etmek uygun bakmak, Fiennes ağırlık kazandı,
Geeignet zur Darstellung von Goeth suchen, Fiennes gewonnen Gewicht,
Gözlerinin içine bakmak istedim.
Ich wollt ihm in die Augen sehen.
Yani olaya doğru açıdan… bakmak zorundayız diyordum.
Wir müssen das aus dem richtigen Winkel betrachten.
Onu anlamak için onun gözlerinin içine bakmak yeterliydi.
Ein Blick in seine Augen genügte, um das zu verstehen.
Bakmak zorunda değildin.
Du musstest nicht nachsehen.
İşte kurallar: Telefonlarınıza bakmak yok, 2 saat sonra yığınla geç gelmek yok.
Die Regeln. Nicht aufs Handy starren, nicht zu spät kommen.
Bakmak yok.- Ne?
Was?- Nicht gucken.
Ama o psikopata bakmak benim işim değil. Söylemem.
Aber ich muss mich nicht um den Psychopathen kümmern.
Neden çocuklarıma bakmak istiyorsun?
Wieso willst du auf meine Kinder aufpassen?
Sonuçlar: 1941, Zaman: 0.0669

En çok sorulan sözlük sorguları

Turkce - Almanca