BILIRSEK - Almanca'ya çeviri

wir wissen
bilir
hakkında
öğrenmek
biliyoruz
bildiklerimiz
anlıyoruz
bilgimiz
kennen
bilmek
bilir
tanır
tanımak
bilen
biliyoruz
tanıştım
wir wüssten
bilir
hakkında
öğrenmek
biliyoruz
bildiklerimiz
anlıyoruz
bilgimiz

Bilirsek Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
Gelecekle korkusuzca yüzleşebilriz eğer bunu tek başımıza yüzleşmeyeceğimizi bilirsek.
Wir können jeder Zukunft furchtlos begegnen, solange wir wissen, dass wir ihr nicht allein begegnen müssen.
Eğer fotoğrafı kimin çektiğini bilirsek, Sarayı bulabiliriz.
Wenn wir wissen, wer das Foto aufgenommen hat, können wir Sara finden.
Her zaman ne yaptığını bilirsek neyle karşı karşıya olduğumuzu da biliriz..
Was er immer tut, wissen wir, womit wir es zu tun haben.
Bizden ne istediğinizi bilirsek daha iyi oynayabiliriz.
Wir wären besser, wüssten wir, was Ihnen vorschwebt.
Neyi aradığımızı bilirsek ne yapacağımızı da biliriz..
Wissen wir, was wir suchen, wissen wir, was wir tun müssen.
Frekansını bilirsek, bu paranın ve ona dokunan herkesin izini süreriz.
Wüssten wir die Frequenz, könnte man das Geld aufspüren, und jeden, der es berührte meilenweit aufspüren.
Bu, nereye bakacağımızı bilirsek Panın yakınlarına gitmeden gölgesini ele geçirebiliriz demek.
Dass wir an seinen Schatten kommen, ohne uns Pan zu nähern. Man muss nur wissen, wo.
Ama bunları sadece biz bilirsek ne işe yararlar ki?
Aber was bringt es, wenn nur wir es wissen?
Ne kadar bilirsek, o kadar fazla şey yaparız.
Je mehr wir wissen.
Sadece eğer bilirsek daha iyi olacak.
Es wäre nur schön, wenn ich es wüsste.
Nasıl kaçtığını bilirsek belki birinin yardım edip etmediğini, hatta nerede olabileceğini bile öğrenebiliriz.
Ob ihr jemand half, vielleicht uns zeigen, wo sie ist. Zu wissen, wie sie entkommen ist.
Ne kadar çok bilirsek o kadar iyi.
Je mehr wir wissen, desto besser.
Nereler kaldığını bilirsek gideceği yeri öğrenmiş oluruz.
Das Wissen, was übrig ist, sagt uns, wo er hinwill.
Haklarında ne kadar çok şey bilirsek onları… helikopterin yanına götürmek o kadar kolaylaşır.
Je mehr wir über sie wissen, desto leichter können wir sie in den Hubschrauber locken.
Ne kadar çok bilirsek o kadar iyi.
Je mehr wir wissen, desto besser. Ich bin neugierig.
Nerede yaralandığını bilirsek, onu teşhis edebiliriz?
Wenn wir das wüssten, könnten wir die Diagnose stellen. Wo tut es weh?
Nereye gittiğini bilirsek Ehmeti tuttukları yeri biliriz..
Wir werden wissen, wohin er geht, wir werden wissen wo sie Ehmet festhalten.
Eğer nerede yaralandığını bilirsek, tanı koyabiliriz. Nerede yaralandı?
Wenn wir das wüssten, könnten wir die Diagnose stellen. Wo tut es weh?
Ivarın yerini bilirsek hepimize yardımı dokunur.
Es würde uns allen helfen, wenn wir wüssten, wo Ivar steckt.
Belkide neyi aradığımızı bilirsek o zaman daha başarılı oluruz.
Vielleicht hätten wir mehr Erfolg, wenn wir wüssten, wonach wir suchen.
Sonuçlar: 88, Zaman: 0.0264

En çok sorulan sözlük sorguları

Turkce - Almanca