BIR YOLU YOK MU - Almanca'ya çeviri

keine Möglichkeit
mümkün değil
bir yolu yok
imkanı yok
şansım yok
bir yol yoktur
olanakları yoktur
seçeneği
hiç bir yolu yoktu
bir fırsat
keinen Weg
nicht irgendwie
bir yolu yok mu
bir şekilde değil
bir şey değil mi
kein Mittel

Bir yolu yok mu Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
Kurtulmamın bir yolu yok mu?” diye sordu umutsuzlukla.
Gibt es keinen Weg, ihn zu töten?“, fragte ich verzweifelt.
Ne saçmalıyor? Baba, parayı bulmanın bir yolu yok mu?
Gibt es keine Möglichkeit, das Geld zu bekommen? Was soll der Unsinn?
Onu oradan çıkarmanın bir yolu yok mu?
Gibt es keinen Weg, ihn da herauszuholen?
Peki bu kötüye gidişi durdurmanın bir yolu yok mu?
Ist keine Möglichkeit, dem Greuel Einhalt zu tun?
İşe gitmenin konforlu, güvenli ve şık bir yolu yok mu?
Gibt es keine Möglichkeit, komfortabel, sicher und mit Stil zur Arbeit zu gelangen?
Elimizde yeterince mor taş ve kubbeye bir sinyal göndermenin bir yolu yok mu?
Also haben wir nicht genug Amethysten und keine Möglichkeit, der Kuppel ein Signal zu senden?
Tamir etmenin bir yolu yok mu?
Kann man es irgendwie reparieren?
Bunun başka bir yolu yok mu.
Başka bir yolu yok mu?
Gibt es sonst keine Lösung?
Bu uçakları izlemenin bir yolu yok mu?
Haben die nicht eine Methode, so ein Flugzeug aufzuspüren?
Bir yolu yok mu?
Es gibt keinen Weg, ihn zu erreichen?
Bir yolu yok mu?
Gibt es keine Lösung?
Onlarla uğraşmanın başka bir yolu yok mu?
Hast Du andere Methoden, um mit ihnen klar zu kommen?
Tutkuyu yeniden arttırmanın bir yolu yok mu?
Gibt es keine Möglichkeit, diese Leidenschaft wiederzugewinnen?
Bu uçağa binebilmesinin başka bir yolu yok mu?
Gibt es noch einen Weg, diesen Flug zu boarden?
Adresini bulabilmemizin bir yolu yok mu yani?
Dann gibt es keinen Weg, an die Adresse zu kommen?
Bir kadını konuşturmanın bir yolu yok mu?
Ist das eine Art zu Reden für eine Frau?
Onları uyandırmanın bir yolu yok mu?
Können wir sie irgendwie aufwecken?
Başka bir yolu yok mu?
Wir müssen von woanders?
Bu davayı daha erken bir duruşmaya almanızın bir yolu yok mu?
Gibt es die Möglichkeit, diesen Fall für eine frühzeitige Verhandlung einzutragen?
Sonuçlar: 53, Zaman: 0.0531

Kelime çeviri

En çok sorulan sözlük sorguları

Turkce - Almanca