Bir yudum Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Programming
-
Computer
Bir yudum ve dünyayı alt üst etmeye yetecek öfke.
Daha düzgün düşünebilmek için bir yudum şaraba ihtiyacım olacak.
Ich brauche einen Tropfen Wein um klar zu denken.Sadece bir yudum.
Nur einen Tropfen.Tıpkı bir yudum su gibi.
Wie ein Tropfen Wasser.Bir yudum su belki bir çiçeğe hayat verir.
Ein Tropfen Wasser kann einer Blume Kraft geben.Sanki normal bir yudum aldım.
Anneme bir daha el kaldırırsan… Sadece bir yudum!
Nur noch einen Tropfen! Hebst du noch einmal die Hand gegen meine Mutter!Bir yudum.
Nur einen kleinen Schluck.Bir yudum?
Nur einen Schluck?Bir yudum daha alabilir miyim?
Könnte ich noch einen Schluck trinken?Bu da, ara ara şarabından bir yudum alıp iç çeken karton bir maket gibi.
Und der da ist im Grunde ein Pappausschnitt, der gelegentlich am Wein nippt und seufzt.Büyük bir yudum al.
İç bir yudum.
Trink'nen Schluck.Bir yudum daha içmenin sana bir zararı dokunmaz.
Noch ein Tröpfchen wird dir nicht schaden.Ben de bardaktan bir yudum su içtim. Evet?
Ich nahm einen Schluck Wasser aus Bir yudum da benim ruhuma içsek?
Wir wär's mit einem Schluck auf meine?Sadece bir yudum.
Bir yudum versene.
Bir yudum alırım. Geçen gece Homerostan alıntı yaptın.
Nur ein bisschen. Neulich hast du mir Homer zitiert.
