BIRBIRINE - Almanca'ya çeviri

• einander

Birbirine Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

Birbirine sıkı sıkıya tutunan iki kızdık,
Weil wir sonst nirgendwo hinpassten.

İnsanların birbirine ve kendilerine ne yaptığını gördün.
Du hast gesehen, was Leute anderen und sich selbst antun.

Onları birbirine düşürerek.
Ich habe sie aufeinander gehetzt.

Ve kıtalar, birbirine yaklaşarak dağları oluşturur.
Die Kontinente geraten aneinander, um Berge zu schaffen.

Bu ikisi birbirine çok yakından bağlı.
Beides hängt eng zusammen.

Birbirine büyülü bir enerjiyle bağlılar.
Sie werden durch magische Energie verbunden.

Biz sadece birbirine… bolca profesyonelce saygı duyan iki yetişkiniz.
Wir sind einfach zwei Erwachsene, die professionellen Respekt voreinander haben.

Geliyorum, gidiyorum, birbirine dolanmış iki basit olay.
Mein Kommen, mein Gehen- zwei einfache Ereignisse, ineinander umschlungen.

Hepsi birbirine saygı duyuyor.
Sie respektieren sich gegenseitig.

Huyları birbirine çok uygun.
Sie passen bestimmt gut zueinander.

Günler birbirine karışmaya başladı.
Die Tage verschwimmen ineinander.

Kardeşler birbirine silah çekmezler.
Brüder bedrohen sich nicht gegenseitig mit Pistolen.

Onları birbirine bağla, Piglet!
Es reicht! Knote die Stücke aneinander, Ferkel!

Hayır değil. İkimizin vücut yapıları birbirine benzediği için Mirket Marcus olmaya karar vermiştim.
Ich wollte Marcus das Erdmännchen sein, denn wissen Sie, Nein. wir beide haben fast die gleiche Körperform.

Bütün bu şeyler birbirine örülmüş, sarılmış hâldeydi.
Es waren all diese Dinge, ineinander verwoben und verwickelt.

Bu yüzden birbirine yakın evlerde oturuyoruz.
Deswegen haben wir Häuser so dicht beieinander.

Evler birbirine çok uzak.
Die Häuser sind so weit auseinander.

Hayatlarımızın sonsuza kadar birbirine bağlı olması?
Unsere Leben hängen voneinander ab, bis in die Ewigkeit?

Birbirine bu kadar yakın seyreden 2 tekne, radarda tek görünecektir.
Speedboote so dicht nebeneinander erscheinen auf dem Radar bloß als eins.

Her şey birbirine bağlıdır, değil mi?
Alles hängt zusammen, oder?