Aneinander Almanca kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Programming
-
Computer
Wir sind nichts, wenn wir nicht aneinander glauben!
Die Seiten kleben ja aneinander.
Wieso sind die aneinander gekettet?
Also versucht vielleicht, aneinander zu glauben.
OK, Leute, haltet euch aneinander fest und folgt mir.
Pekala millet. Yanınızdakini tutup beni izleyin.Alle waren aneinander gekettet.
Hepsi birbirine zincirlenmiş.Wir wollten uns nicht vertraglich aneinander binden.
Birbirimize sözleşmeyle sahip olmamızı hiç istemedik.Sie sollen die Hintern aneinander reiben.
Onlara kıçlarını birbirine itmelerini söyle.Das Schicksal kettet uns aneinander.
Kader bizi birbirimize bağlıyor!Aha. Seid ihr aneinander gefesselt?
Siz ikiniz birbirinize kelepçeli misiniz? Doğruyu söylemek gerekirse evet?Und sie sind alle verwandt. Die reiben sich alle aneinander.
Bu insanlar hep birbirine sürtünüyor,… galiba hepsi akraba.Dass Partner aneinander glauben müssen. Ich wurde daran erinnert.
Bana ortakların birbirine inanması gerektiği hatırlatıldı.Dass eure Kraft darin liegt, aneinander zu glauben. Ihr musstet nur entdecken.
Tek ihtiyacınız birbirinize inanmakta yatan… gerçek gücü keşfetmekti.Ja. Dann knoten wir die Laken aneinander und spielen Gefängnisausbruch.
Çarşafları birbirine bağlayıp hapisten firar etmece oynayalım mı? -Evet.Ja. Wir liegen da, eng aneinander geschmiegt.
Bedenlerimiz birbirine çok yakın. Evet.Haltet euch gut aneinander fest!
Birbirinize sıkıca tutunun!Lasst aneinander helfen.
Birbirimize yardım edelim.Freunde, denen viel aneinander liegt, weil sie sich mögen.
Birbirine çok deger veren iki arkadas.Näher aneinander!
Birbirinize yaklaşın!Eng aneinander geschmiegt. Ja.
Bedenlerimiz birbirine çok yakın. Evet.
