BIRBIRINIZ - Almanca'ya çeviri

• einander

Birbiriniz Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

Birbiriniz olmadan bir yaşam düşünemiyorsunuz.
Sie können sich ihr Leben ohne einander nicht vorstellen.

Birbiriniz hakkında bir şey bilmeden nasıl yaşıyordunuz?
Was tun sie gemeinsam ohne voneinander zu wissen?

Birbirinizi tanımadan önce birbiriniz hakkında ne düşünüyordunuz?
Was hatten sie gegenseitig für Vorstellungen voneinander, bevor sie sich begegneten?

Yani birbiriniz hakkında şüpheye düştünüz mü hiç?
Ich meine, Leute, habt ihr schon einmal aneinander gezweifelt?

Amaç birbiriniz hakkında öğrenebileceğiniz her şeyi öğrenmeniz.
Ziel ist es, möglichst viel voneinander zu erfahren.

Birbiriniz için dilek tutmuyorsunuz?
Wünscht euch etwas für den anderen?

Biz sizi birbiriniz için imtihan aracı yaptık.
Wir machen die einen unter euch zur Prüfung für die anderen.

Bunları duymak beni üzüyor çünkü, birbiriniz geri kazanmak zordur bilirim.
Das schmerzt mich, da ich weiß, wie hart Ihr gekämpft habt, um wieder zueinander zu finden.

Bunları duymak beni üzüyor çünkü, birbiriniz geri kazanmak zordur bilirim.
Es schmerzt mich das zu hören, weil ich weiß, wie hart Ihr gekämpft habt, um zueinander zurückzufinden.

Ne kadar zamandır birlikte olduğunuz önemli değil, birbiriniz hakkında her şeyi biliyor olmanız imkansız.
Egal wie lange du schon zusammen warst, es ist unmöglich, alles über einander zu wissen.

İzmir sohbet odaları sizleri birbiriniz ile buluşturuyor.
Die Roadster-Ikonen treffen aufeinander.

elinizdeki tek şey birbiriniz.
alles was ihr habt, ist euch.

Sonsuzluk- Sonsuzluk sembolü, birbiriniz için sevginizin güzel bir belirtisidir, sonsuza dek süren bir aşk.
Infinity- Das Unendlichkeitssymbol ist ein schönes Zeichen für Ihre Liebe zueinander, eine Liebe, die auf unbestimmte Zeit andauert.

Sakın kimse kötülüğe kötülükle karşılık vermesin. Birbiriniz ve bütün insanlar için her zaman iyiliği amaç edinin.
Sehet zu, daß keiner Böses mit Bösem jemand vergelte; sondern allezeit jaget dem Guten nach, untereinander und gegen jedermann.

Anlatmak istediğim: 3 yıl sonra… sen ve Brad, birbiriniz hakkında… biraz daha şey biliyorsunuz sanırdım.
Dass man nach 3 Jahren ein kleines bisschen mehr voneinander weiß, als es bei euch den Anschein macht.

Bütün nesneleri ve birbirleriyle olan ilişkilerini gösteren bir harita.
Eine Karte aller Objekte und deren Beziehung zueinander.

Birbirleri dışında.
Außer einander.

Ben Rachelım ve birbirimizden nefret ederiz.
Ich bin Rachel, und wir hassen uns..

Bazıları birbirine tutunmuş yürüyordu, bazıları kendi başlarına yürüyordu.
Einige stützten sich gegenseitig, die Leichtverwundeten gingen allein.

Birbirleriyle iletişim kurmalarını durdurabiliriz.
Sie daran hindern, miteinander zu kommunizieren.