Cennetin Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Programming
-
Computer
Cennetin Yiyeceği.
Cennetin Boncuğunu bırakın, bende gitmenize izin vereyim!
Cennetin etrafı zorlu engellerle çevriliyken cehennem zevk ve eğlenceyle kuşatılmıştır.
Orijinal StarCraft olaylarından bile önce, Tychus Findlay Cennetin Şeytanları adlı bir özel taktikler takımını yönetiyordu.
Cennetin ne olduğunu bilmiyordum.
Cennetin tadını çıkar.
Cennetin krallığı seninle birlikte, bütün bunların içindekiler gibi.
Cennetin Boncuğu buralarda olmalı.
Eh, Anatevkaya da Cennetin Bahçesi denilmez ya.
Jonestownda, cennetin kapısı.
Cennetin bu köşesinde durum bu.
Cennetin ve cehennemin tek ve aynı olduğuna inanıyorum.
Cennetin tadını çıkar.
Ben cennetin verdiği cezaları yerine getiren bir aracıyım!
Cennetin Boncuğu Fredde, ona yiyecek bir şeyler alacağım.
Burası senin cennetin.
Çünkü cennetin ikna kabiliyeti konusunda tecrübeliyim.
Cennetin yerini cehennem alıyordu.
Cennetin kusursuz olduğunu sanıyordum.
Cennetin kutsal elleri.