DÜNYADAKI YAŞAM - Almanca'ya çeviri

Das leben auf Erden
des lebens in der welt

Dünyadaki yaşam Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
Ölüler bize Dünyadaki yaşam hakkında çok şey öğretebilir ve bize birçok yönden rehberlik edebilir.
Die Toten können uns viel über das Leben auf der Erde lehren und uns in vielerlei Hinsicht leiten.
Bir fizik ilkesi Dünyadaki yaşam hakkındaki her soruya uygulanabilir tek bir denklem içine doğanın temel güçlerinin bilgilerini birleştirme.
Es ist ein Prinzip der Physik, das unser Verständnis über… die fundamentalen Kräfte der Natur… zu einer Gleichung vereint, die auf jede Frage anwendbar ist… die das Leben auf der Erde betrifft.
İnanıyoruz ki Dünyadaki yaşam ilk 500 milyon yıldan sonra başladı
Das Leben auf unserer Erde begann nach den ersten 500 Millionen Jahren,
Dünyadaki yaşam için en eski kanıt yaklaşık 3.7 milyar yıllık fosilleşmiş siyanobakterilerden gelir.
Das früheste Beweise für das Leben auf der Erde stammt aus fossilen Matten von Cyanobakterien, die ungefähr 3.7 Milliarden Jahre alt sind.
Bu yüzden, bir defasında denizaltının penceresinden baktığımızda, Dünyadaki yaşam hakkındaki düşüncelerimizi kökten değiştiren bir şey keşfettik; keşfettiğimiz şey, yaşamaya devam etmek için daima güneş ışığına sahip olmak zorunda olmadığımız.
Einmal etwa, bei einem Blick aus dem Fenster des U-Boots entdecken wir etwas, das unser Denken über das Leben auf der Erde umwirft: Es braucht nicht immer Sonnenlicht, damit das Leben weitergeht.
Kızıl Kraliçe, dünyadaki yaşamı yok etmekte kararlı.
Alles Leben auf der Erde auszulöschen. Die Red Queen ist programmiert.
Sonuç şu ki dünyadaki yaşamın yüzde 94ten fazlası sıvı şeklinde.
Es stellt sich heraus, dass etwas mehr als 94 Prozent des Lebens auf der Erde aquatisch ist.
Dünyadaki yaşamı yarattığından daha hızlı.
Schneller als das Leben auf der Erde.
Kanın, Dünyadaki yaşamı yok eden virüse karşı… aşının anahtarını elinde tutuyor.
Das das Leben auf der Erde vernichtet. Dein Blut enthält den Schlüssel für den Impfstoff gegen das Virus.
Sen ve ben dünyadaki yaşamın sadece bir kısmıyız.
Du und ich sind nur ein Teil des Lebens auf der Erde.
Dünya yaşamı bir cehenneme dönüşecektir.
Und das Leben auf Erden würde zur Hölle werden.
Kanın, Dünyadaki yaşamı yok eden virüse karşı… aşının anahtarını elinde tutuyor.
Dein Blut enthält den Schlüssel für den Impfstoff gegen das Virus, das das Leben auf der Erde vernichtet.
Plankton sesleri Dünyadaki yaşamın hergün yapılan en büyük göçünün bir parçasıydım.
Planktongeräusche Ich war Teil der größten Wanderung des Lebens auf der Erde.
Dünyadaki yaşamı sona erdirebilir ya da insan ırkınının gelişimini yeni bir boyuta taşıyabilir.
Entweder würde sie das Leben auf der Erde zerstören oder die Menschheit auf ein neues Lebensniveau führen.
Felaket, yüz binlerce yıl boyunca Dünyadaki yaşamın yüzde 95inden fazlasını öldürdü.
Die Katastrophe hat im Laufe von Hunderttausenden von Jahren mehr als 95 Prozent des Lebens auf der Erde getötet.
Milyon Yıl Önce Dünyadaki Yaşamın Yüzde 80i Neden Yok Oldu?
Wieso ging vor 250 Millionen Jahren fast alles Leben auf der Erde zu Grunde?
Yaklaşık 439 milyon yıl önce, Dünyadaki yaşamın% 86sı yok edildi.
Vor rund 439 Millionen Jahren wurden 86% des Lebens auf der Erde ausgelöscht.
Ona zaman kazandıralım ki… bu kutunun, Dünyadaki yaşamı bitirmesini önlesin.
Wenn wir ihm Zeit verschaffen, kann er verhindern, dass die Box alles Leben auf der Erde vernichtet.
Birçok bilim adamı için, neredeyse sorgulandı Dünyadaki yaşamın aynı ilkedir.
Für viele Wissenschaftler ist es das gleiche Prinzip des Lebens auf der Erde war fast in Frage gestellt.
Ona zaman kazandıralım ki… bu kutunun, Dünyadaki yaşamı bitirmesini önlesin.
Dann verhindert er, dass die Box alles Leben auf der Erde vernichtet.
Sonuçlar: 64, Zaman: 0.0343

Farklı Dillerde Dünyadaki yaşam

Kelime çeviri

En çok sorulan sözlük sorguları

Turkce - Almanca