Davadaki Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Programming
-
Computer
Queensteki şu davadaki polis.
Ben… biz… biz… Bu davadaki çocuk.
Thomas Hatlestad, NCIS müdürü, davadaki gelişmeleri anlatır mısınız bize?
Dana Scottın mı?- Davadaki kayıtların avukatı o.
Çoğunlukla, bu davadaki tüm prosedürlerdurulama ile ilişkilendirilir,
sadece devlet başkanının müdahale… edebileceği bu olağanüstü davadaki çelişkileri tespit edebilmek için.
Davadaki herhangi bir detayı biliyor musun, yoksa sadece diğer tarafta
Olay, bir polis çatışmasından sonra davadaki hâkim de dahil olmak üzere dört kişinin ölümüne yol açtı.
Soruşturma komisyonları, davadaki mağdur avukatları ve gazetecilerin araştırmaları halihazırda birçok bilgiyi günyüzüne çıkardı.
Dün gece bana söylediğine göre… bu davadaki çalışmalarını 5 yıldır büyük bir ilgiyle izliyormuş.
Zorunlu minimum ceza uygulanır, bu da on yıl hapistir. Davadaki kokainin miktarı beş kilo ve üzeriyse.
Davayla ilgili.
Davalının, sürekli davayı reddettirme denemeleri… hiç de.
Younis davasının arşivlerine bakıyordum, FD-302yi bulamadım.
Davayla şahsen ilgileniyorum.
John sana davanı açıklamak için bir şans vermek istiyorum.
Ama davayla çok alakası var.
İnatla silah davalarını takip ediyorlar. Şimdi içimizdeler.
Yani Mikeın davasına zarar verdim.
Pamona davasının dosyasını güncellememiz lazım.