DAVAYA - Almanca'ya çeviri

Fall
davayı
vaka
dava
durum
olayı
dosya
Sache
bir şey
konu
birşey
var
işi
olayı
şeyi
meselesi
davası
ilgilendirir
Prozess
süreç
işlem
duruşma
proses
davayı
dava
mahkeme
Klage
dava
davayı
şikayet
suçlamalar
Verfahren
prosedür
yöntem
işlem
süreç
yordam
duruşma
dava
uygulamalar
davayı
Falles
davayı
vaka
dava
durum
olayı
dosya
Verhandlung
duruşma
müzakere
pazarlık
mahkemeye
dava
davadan
görüşmeleri

Davaya Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
Davaya daha sonra Minnesota eyaleti katıldı.
Später schloss sich auch der Bundesstaat Minnesota der Klage an.
Suçu kabul etmeyecek, böylece davaya kadar sen de rahatsın.
Du bist also bis zum Verfahren sicher.
Bu yüzden en iyi adamımızı bu davaya atıyoruz.
Deshalb haben wir die Leitung dieses Falles unserem besten Mann übertragen.
Davaya benim yerine sen bakar mısın diye merak ediyorum.
Ich habe mich gefragt, ob du den Fall.
Davaya yardım etmem!
Ich helfe der Sache nicht!
Tolu hakkındaki davaya 16 Ekimde devam edilecek.
Tolus Prozess wird am 16. Oktober fortgesetzt.
Kasım 1945 ile 31 Ağustos 1946 tarihleri arasında davaya Nürnberg te devam edildi.
Danach wurde vom 20. November 1945 bis zum 31. August 1946 das Verfahren in Nürnberg weitergeführt.
bu aşağılık davaya maruz kalma adaletsizliğini düşünüyorum.
einer abscheulichen… Klage ausgesetzt zu sein. Aber ich denke auch an Michael.
Bu davaya odaklanıp onu çözmemiz gerekiyor.
Wir konzentrieren uns auf den Fall und lösen ihn.
Davaya ihanet etmem.
Ich verrate die Sache nicht.
Jüri üyesini atmadan da… davaya devam edebiliriz.
Der Prozess könnte weitergehen, aber ohne die Geschworene.
Bu davaya bayıIdım. Belki.
Vielleicht. Ich liebe diesen Fall.
Ulusal davaya zarar veriyor.
Nationalen Sache zu schaden.
Sanık Sami Solmaz Yunanistanda tutuklandı- davaya gıyabında sürdürülecek.
Der Angeklagte Sami Solmaz wurde in Griechenland festgenommen- Prozess wird in Abwesenheit weitergeführt.
Bu davaya ben atandım.
Dieser Fall wurde mir zugewiesen.
Bu davaya adanmış biri. Güvenebileceği biri.
Jemand, der sich der Sache verschrieben hat, dem sie traut.
Neden bu davaya ben atandım?
Warum wurde ich diesem Fall zugewiesen?
Senin de bütün dikkatini davaya vermeni istiyorum.
Ich will, dass Sie der Sache volle Aufmerksamkeit schenken.
Ben bu davaya atandım.
Dieser Fall wurde mir zugeteilt.
Ama iktisatçının kendisi hangi davaya hizmet ettiğini bilmez.
Aber der Oekonom weiss selbst nicht, welcher Sache er dient.
Sonuçlar: 344, Zaman: 0.043

En çok sorulan sözlük sorguları

Turkce - Almanca