DURGUN - Almanca'ya çeviri

ruhig
sakin
sessiz
rahat
sabit
yavaş
durgun
huzurlu
sessizdir
sus
çekinme
träge
tembel
durgun
uyuşuk
halsiz
yavaş
ağır
üşene üşene
stagnierende
durgun
stille
sessiz
sabit
sakin
sus
kapa çeneni
kıpırdama
çeneni
sessizdir
durdu
kımıldamadan
stehenden
ayakta
duran
üzerinde duran
Stagnation
durgunluk
durağanlaşma
schleppenden
yavaş
stagnierenden
durgun
ruhigen
sakin
sessiz
rahat
sabit
yavaş
durgun
huzurlu
sessizdir
sus
çekinme
stilles
sessiz
sabit
sakin
sus
kapa çeneni
kıpırdama
çeneni
sessizdir
durdu
kımıldamadan
stagnierend
durgun
ruhiger
sakin
sessiz
rahat
sabit
yavaş
durgun
huzurlu
sessizdir
sus
çekinme
ruhiges
sakin
sessiz
rahat
sabit
yavaş
durgun
huzurlu
sessizdir
sus
çekinme
still
sessiz
sabit
sakin
sus
kapa çeneni
kıpırdama
çeneni
sessizdir
durdu
kımıldamadan
stillen
sessiz
sabit
sakin
sus
kapa çeneni
kıpırdama
çeneni
sessizdir
durdu
kımıldamadan
stehendem
ayakta
duran
üzerinde duran
stehendes
ayakta
duran
üzerinde duran

Durgun Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
Araştırmacılar hipokampüste yeni nöronların durgun üretimi ile düşük ruh halleri arasındaki olası bağlantıları araştırıyorlar.
Die Forscher untersuchen mögliche Verbindungen zwischen träge Produktion neuer Neuronen im Hippocampus und niedrige Stimmungen.
Androjenlerin ve sekresyon bozukluklarının eksikliği, durgun süreçleri provoke eder ve prostatın iltihaplanmasına katkıda bulunur.
Androgenmangel und Sekretionsstörungen rufen stagnierende Prozesse hervor und tragen zur Entzündung der Prostata bei.
Deniz durgun ve hava güzel.
Die See ist ruhig und das Wetter ist gut.
Aslında, uzun bir süre için ülke uzun ve durgun bir iç savaş durumundaydı.
Tatsächlich befand sich das Land lange Zeit in einem langwierigen und schleppenden Bürgerkrieg.
Durgun prostatit, evde tedaviye başarıyla yanıt verir.
Stagnierenden Prostatitis erfolgreich behandelbar zu Hause am Empfang.
An8} Durgun sular derin olur, Marc.
Stille Wasser sind tief, Marc.
Bu durgun 3-D dünyasına, özel bir korumanın kutsamaları ile girdik.
Wir kommen in diese träge 3-D Welt mit dem Segen eines besonderen Schutzes.
Durgun işsizlik: formlar ve sonuçları.
Stagnierende Arbeitslosigkeit: Formen und Folgen.
Kronik prostatitli alkol, durgun fenomen olasılığını artırır,
Alkohol bei chronischer Prostatitis erhöht die Wahrscheinlichkeit einer Stagnation, verringert die Libido
Deniz durgun ve berrak.
Das Meer ist ruhig und klar.
Nisan 2010: Durgun Güneş Üzerindeki Parlak Noktalar.
April 2010: Helle Punkte auf der ruhigen Sonne.
Depresif fiyatlar ve durgun bir kripto para piyasasının ortasında bir Blockchain projesi dikkat çekiyor.
Selbst inmitten gesunkener Krypto-Preise und eines stagnierenden Marktes erregt ein Blockchain-Projekt Aufmerksamkeit.
Durgun sular.
Ein stilles Wasser.
Durgun su derinden akıyor. Doğru, Mac.
Mac. Stille Wasser.
Cihazınız biraz daha durgun, ama hepsi bu, değil mi?
Ihr Gerät war noch ein bisschen träge, aber das ist alles, oder?
Anonymous durgun bir düzen arar ve içine hayatı karıştırır.
Anonym sucht stagnierende Ordnung und rührt ihr Leben ein.
İki gündür ortalık durgun.
Zwei Tage lang war es ruhig.
Durgun durumda üyesi çok azdır.
Das Mitglied im ruhigen Zustand ist sehr klein.
İşte durgun akne sonrası maskeler için en etkili tarifler.
Hier sind die effektivsten Rezepte für Masken aus stagnierenden Post-Akne.
Kalbi durgun bir su gibi olan
Deren Herz wie stilles Wasser ist
Sonuçlar: 183, Zaman: 0.0487

En çok sorulan sözlük sorguları

Turkce - Almanca