DURMAZ - Almanca'ya çeviri

steht
ayakta
durmak
duruyor
var
üzerinde
bulunuyor
duran
yanında
durur
temsil eder
hält
tutmak
tutar
tutuyor
tutabilir
tutacak
düşünüyor
tutan
korumak
düşünür
hakkında
hört nicht auf
durmuyor
stoppt nicht
durdurmaz
halt
durak
dur
tut
durun
bekle
kes
tutun
kapa
dayan
kıpırdama
bleibt
kalmak
kalır
kalın
kalacak
kalıyor
kalabilir
kalıp
tutmak
kalacağız
dur
aufhören
bırakmak
durmak
artık
son vermek
kesmek
vazgeçmek
bitmek
durun
sona ermesi
Durmaz
still
sessiz
sabit
sakin
sus
kapa çeneni
kıpırdama
çeneni
sessizdir
durdu
kımıldamadan
stoppen
stop
durdurun

Durmaz Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
Merhamet üyeleri asla durmaz.
Dampf der Barmherzigkeit nie aufhören.
İkinci hamle Jimmy Durmaz.
Erfolge Jimmy Durmaz.
Arkeolojik kazılar, yerleşimin topraklarında asla durmaz.
Archäologische Ausgrabungen stoppen nie auf dem Territorium der Siedlung.
Ancak çoğu durumda, proseslerinizin tümü aynı anda durmaz.
Aber in vielen Fällen stehen Ihre Prozesse nicht alle gleichzeitig still.
Arkeolojik kazılar, yerleşimin topraklarında asla durmaz.
Archäologische Ausgrabungen stoppen nie in der Wüste.
CSGO rulet siteleri asla durmaz- maçlar her 15 dakikada bir gerçekleşir.
Die CSGO-Roulette-Websites bleiben auch nie stehen- Spiele finden alle 15 Minuten statt.
Senin gibi insanlar durmaz.
Menschen wie Sie hören nicht auf.
Bu insanlar durmaz.
Diese Leute hören nicht auf.
Sonuç olarak, insanlar ve bedbugs arasında bir tür'' silahlanma yarışı'' devam eder ve hiç durmaz.
Infolgedessen wird eine Art"Wettrüsten" zwischen Menschen und Bettwanzen fortgesetzt und nie aufgehört.
Fantine buna çok şaşırdı:'' Tuhaf!'' dedi,'' Ben posta arabasını hiç durmaz sanırdım.''.
Fantine war betroffen.»Seltsam!« sagte sie.»Ich dachte, die Schnellpost hielte überhaupt nicht.«.
Bu savaş durmaz.
Diesen Krieg nicht stoppt.
Ben olsam orada durmaz.
Ich würde wirklich nicht dort stehen.
Bu adamlar asla durmaz.
Diese Typen halten nie.
Kahrolası şeyler asla durmaz!
Die verdammten Dinger halten nie!
Geçiren insanlar böyle durmaz. İyi çocukluk.
Menschen mit einer schönen Kindheit stehen nicht so da.
Canlı bir kalp sebepsiz yere durmaz.- Görünüşe göre mümkünmüş.
Anscheinend nicht. Ein lebendes Herz versagt nie grundlos.
Kimse durmaz! Beni görünce.
Niemand hält an, wenn er mich sieht.
Belki durmaz, ama benim de ellerime yeterince kan bulaştı.
Vielleicht nicht. Aber ich habe genug Blut an den Händen.
Anüsya onun arkasında durmaz, sonra elbisesi daha da kirli hale gelir.
Anusya bleibt nicht hinter ihm zurück, woraufhin ihr Kleid noch schmutziger wurde.
Durur ve durmaz, Elokim isminde derin ve gizlidir.
Das steht und steht nicht, tief und verborgen im Namen ELOKIM.
Sonuçlar: 109, Zaman: 0.0685

En çok sorulan sözlük sorguları

Turkce - Almanca