GEZIYI - Almanca'ya çeviri

Reise
yolculuk
seyahat
gezi
gezinin
bir yolculuktu
tur
Ausflug
gezi
seyahat
gezinti
yolculuk
gezinin
kaçamak
Fahrt
yolculuk
sürüş
gidin
sürücü
seyahat
gezi
yol
arabayla
gezinti
bir sürüş
Trip
gezi
seyahat
yolculuk
die Missionsreise
Wanderung
yürüyüş
seyahat akışı
zam
bir yürüyüş
yolculuk
gezi
bir yürüyüş turu
göç

Geziyi Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
Bu geziyi kim finanse etmiş?
Wer hat diese Reise finanziert?
Melissa DANDİN: Geziyi çok beğendim.
Angelika Frescher: Mir hat der Ausflug gut gefallen.
Bu geziyi 2010 yılında yapmayı istiyorduk.
Wir haben diese Reise im Jahre 2010 mitgemacht.
Kendini iyileştiren birçok hasta, doktora yaptığı geziyi erteler.
Viele kranke Männer verschieben einen Ausflug zum Arzt, während sie sich selbst heilen.
Bu geziyi hiç unutmayacağım.
Ich werde diese Reise nie vergessen.".
Ben bu geziyi 2010 yılında yapmıştım.
Diese Reise habe ich 2010 gemacht.
Bu geziyi hiç unutmayacağım.
Diese Reise werde ich nie vergessen.".
Bir hayal gördüğünü söyledi ve geziyi iptal etmemi söyledi.
Und sie bat mich, die Reise abzusagen.
Bu sebeple bu geziyi planlamıştık.
Deshalb haben wir diese Reise geplant.
Bu Sicilyaa yaptığımız bu ilk geziyi.
Es war meine erste Reise nach Sizilien.
Avrupa ile birlikte 2. Geziyi başlatacaklar.
Ihre Reise mit der EUROPA 2 beginnt.
Haymitch, lütfen bu geziyi atlatmama yardım et!
Haymitch, bitte hilf mir, diese Reise zu überstehen!
Ancak diğer iki geziyi tek başıma yapmıştım.
Ich habe dann noch 2 Ausflüge allein gemacht.
Geziyi zenginleştirdi.
Reisen bereichert.
Her iki geziyi de harikaydı.
Beide Ausflüge waren wunderbar.
En iyisini isteyenler için ise bu iki geziyi unutulmaz bir yolculukta birleştirebilirsiniz.
Wer nur das Beste will, kann beide Reisen zu einer unvergesslichen Kreuzfahrt kombinieren.
Bu bir rüyayı, geziyi, bir konsepti satmaktı.
Wir verkauften einen Traum, einen Urlaub, ein Konzept.
Ve bu geziyi iple çekiyor. Galler Prensesi ondan beklenenlerin bilincinde.
Die Princess of Wales weiß, was von ihr verlangt wird, und sie freut sich sehr auf die Reise.
O geziyi istiyor musun istemiyor musun?
Willst du mitfahren, dann los. So, du Transuse!
O geziyi kazanmayı hak eden biri varsa o da sendin.
Wenn jemand verdient hat, die Reise zu gewinnen, warst du es.
Sonuçlar: 125, Zaman: 0.0419

En çok sorulan sözlük sorguları

Turkce - Almanca