Hevesli Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Programming
-
Computer
Johnny de çok hevesli.- Biliyorum.
Hepiniz beni vurmaya çok hevesli görünüyordunuz.
Sie waren bewaffnet. Ihr schient alle sehr begierig darauf.ben de onu görmeye hevesli değilim.
Doğrusu bu tanışma toplantısına gelmeye pek hevesli değildim.
City, Londra Üniversitesi yaklaşık 90 yıldır hevesli inşaat mühendislerini eğitiyor.
Yine de herkes çok hevesli görünüyor, Bayan Barrow.
Hevesli öğreniciler: her zaman yeni
Eifrig Lernende: Wer immer etwas neuesAma neden herkes bu iki koşulu birleştirmeye bu kadar hevesli?
Aber warum sind alle so scharf darauf, das in Zusammenhang zu bringen?Fikirlerimi onlara sundum ancak hiç hevesli görünmediler.
Agathanın Whitechapele yardıma neden bu kadar hevesli olduğunu anlıyor musun?
Deshalb will Agatha Whitechapel helfen. Ist es nicht einen Versuch wert?Cahil, umut dolu ve memnun etmeye hevesli.
Ignorant, hoffnungsvoll und begierig darauf, zu gefallen.Kusura bakma, buralarda insanlar o kadar hevesli sayılmaz.
Sorry, sie meint… Manchmal sind die Leute hier nicht so begeistert.Brown aşırı derecede hevesli, etkileyici ya da spot ışık talep etmiyor.
Brown ist nicht übermäßig enthusiastisch, dramatisch oder anspruchsvoll im Rampenlicht.Hevesli öğreniciler: her zaman yeni
Eifrig Lernende: Wer immer etwas neuesÖlü Lannisterlar konusunda… benim kadar hevesli bir Lannister kolay bulunmaz.
Man trifft nicht oft einen Lennister, der meine Begeisterung für tote Lennisters teilt.Tanıdıklarımın çoğu kızlarını kurban vermeye hevesli olmaz.
Die Meisten, die ich kenne, sind nicht scharf darauf, ihre Tochter zu opfern.Francis, sorun yaratmaya hevesli.
Francis will… nur Probleme machen.Rosa ise pek hevesli değildi.
Auch Rosa war nicht gerade begeistert.Hevesli amatörler beni gıcık ediyor.
Bir İkizler adamı hevesli ve hayat doludur,
Ein Zwillingsmann ist enthusiastisch und voller Leben
