Izin vermeyecek Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Programming
-
Computer
Dokunmama izin vermeyecek.
Onu almamıza izin vermeyecek, adamın ölüm dileği var.- Hayır.
Bakıcı ailesi izin vermeyecek. Hayır.
Bunu Ares yapýyor ve müzakerelere izin vermeyecek… teslim olmalarýna da!
Ted bir şey olmasına izin vermeyecek, tamam mı?
Kimse ölmene izin vermeyecek, tamam mı?
Bile binmesine izin vermeyecek. O zavallı çocuğun bisiklete.
Kimse senin ölmene izin vermeyecek, tamam mı?
Ve onu bir daha incitmene izin vermeyecek insanlar. Bunlar onun sırtını kollayan.
Güneş gitmemize izin vermeyecek. Hadi.
Parazitlere çocukların yaz aylarında ısırmasına izin vermeyecek olan sivrisinek koruyucu ekipman kullanılması tavsiye edilir.
Başarısını izin vermeyecek kadar dikkatli olun.
Bunu sürmene hiç izin vermeyecek.
Bursu kazansam bile Caroline Teyze okula gitmeme izin vermeyecek.
Adam yaşlanınca onunla yaşamama izin vermeyecek.
Bitene kadar da o gitmeme izin vermeyecek.
Jessica buna izin vermeyecek.
Babam asla izin vermeyecek.
Hadi, kaldır! Güneş gitmemize izin vermeyecek.
arkadaşlarım yılbaşında onlarla takılmama izin vermeyecek.