MAHKÛM - Almanca'ya çeviri

Gefangene
mahkumlar
mahkum
tutsak
tutuklu
esirleri
esir
yakalanan
Häftling
mahkûm
tutuklu
mahkumu
tutsak
Insassin
mahkûm
mahkûma
verurteilen
yargılamak
mahkûm
kınıyoruz
suçlu
cezası
yargılayacak
yargılarız
Sträfling
mahkum
mahkumu
suçlu
Insasse
mahkûm
mahkumlar
verurteilt
yargılamak
mahkûm
kınıyoruz
suçlu
cezası
yargılayacak
yargılarız
Insassen
mahkûm
mahkumlar
verdammt
lanetlemek
mahkum
lanet
kahretsin
Gefangener
mahkumlar
mahkum
tutsak
tutuklu
esirleri
esir
yakalanan
Gefangenen
mahkumlar
mahkum
tutsak
tutuklu
esirleri
esir
yakalanan
Häftlinge
mahkûm
tutuklu
mahkumu
tutsak
Sträflinge
mahkum
mahkumu
suçlu
Insassinnen
mahkûm
mahkûma
verdammen
lanetlemek
mahkum
lanet
kahretsin

Mahkûm Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
İntihar demişken, mahkûm Sagherı çarşafla ilmik yaparken yakaladım.
Apropos, Insassin Sagher drehte aus ihrem Laken eine Schlinge.
Mahkûm senle konuşmak istiyor.
Die Gefangene will mit dir reden.
Mahkûm aşağıya baktı.
Der Sträfling sah herunter.
Biz de arkadaşlığımızın ölüme mahkûm edildiğini öğrendik!
Wir erfuhren, dass unsere Freundschaft zum Tode verurteilt wurde!
Kötüyü aklayan da, doğruyu mahkûm eden de RABbi tiksindirir.
Wer den Gottlosen gerechtspricht und den Gerechten verdammt, die sind beide dem HERRN ein Greuel.
Aferin Mahkûm 5645!
Gut gemacht, Gefangener 5645!
Üç gardiyan ve iki başka mahkûm boğazları kesilmiş hâlde ölü bulundu.
Drei Wärter und zwei Insassen wurden tot aufgefunden mit aufgeschlitzter Kehle.
Mahkûm Ungerla alakalı bir sorun var.
Ein Problem mit Häftling Unger.
Mahkûm Denning, kuaför saati bitti.
Insassin Denning, Ende hier.
Mahkûm gibi.
Wie eine Gefangene.
Mahkûm 981 rapor veriyor.
Sträfling 981 meldet sich zur Stelle.
Çünkü uzaylılarla konuşmak seni buza mahkûm etti.
Weil das Gerede über Außerirdische dich zum Eis verurteilt hätte.
Ama ona mahkûm gibi davranmayı bırak.
Aber wir behandeln ihn nicht mehr wie einen Gefangenen.
Mahkûm Victor Franko, efendim.
Gefangener Franko, Victor, Sir.
Mahkûm ve on rehine polisin açtığı ateş sonucu öldü.
Insassen und 10 Geiseln wurden von der Polizei erschossen.
Palermoda mahkûm ve gardi̇yanlar öldü.
Häftling und wärter in palermo getötet.
Mahkûm 1834, ziyaretçin var.
Insassin 1834, Sie haben Besuch.
Mahkûm da onu görmemiş.
Der Gefangene hat ihn nicht gesehen.
Gerard yargılanıp mahkûm edilir.
Gerard kommt vor Gericht, wird verurteilt.
Hücreden çık mahkûm.
Raus da, Sträfling.
Sonuçlar: 486, Zaman: 0.055

En çok sorulan sözlük sorguları

Turkce - Almanca