Manastıra Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Programming
-
Computer
O zaman mı manastıra girdin?
Und dann bist du ins Kloster eingetreten?Resmen rahibe adayı olduk, yani manastıra kapanmamız gerekiyordu.
Wir waren nun kanonische Novizinnen, was bedeutete, dass wir im Kloster lebten.Buraya kadar, seni manastıra göndereceğim.
Du kommst ins Kloster.Geri gönderirlerse tekrar manastıra katlanamamaktan korkuyorsunuz.
Sie fürchten sich davor, wieder im Kloster leben zu müssen.En kısa sürede manastıra gitmeniz gerek.
Ihr müsst auf dem schnellsten Weg ins Kloster.Hiç bir şekilde manastıra gelmedi.
Er ist im Kloster nie aufgetaucht.Ben kaşık düşmanından zincirlerimi boşanayım, sen de manastıra kapan.
Ich lege meine Fesseln ab und du gehst ins Kloster.Rahibe, Bayan Fane bugün manastıra geldi mi?
Schwester, war Mrs. Fane heute im Kloster?Gidebildiğin kadar hızlı bir şekilde manastıra gitmen gerekiyor.
Ihr müsst auf dem schnellsten Weg ins Kloster.Kısa bir süre sonra tekrar manastıra döndü.
Kurz darauf kamen sie wieder im Kloster an.İşte o zaman manastıra girdim.
Und dann ging ich ins Kloster.Bir bebek manastıra düşer.
Ein Baby im Kloster.Herkes manastıra.
Einsturz im Kloster!Anne manastıra girmemizi istemiyor bizden.
Hiç manastıra gitmiş miydiniz?
Waren Sie je in einem Kloster?Hiç manastıra gitmiş miydin?
Warst du je in einem Kloster?Manastıra hediye edildi ve onu almanıza izin vermiyorum.
Es war ein Geschenk an das Kloster und ich lasse es mir nicht nehmen.Manastıra saldırıp kutsal emanetleri çalmaya çalıştın.
Manastıra geri götürüldü!
Sie wurde zum Kloster gebracht!San Cielodaki şu manastıra baktık.- İsminden emin misin?
