MASMAVI - Almanca'ya çeviri

blauen
mavi
blue
mavisin
azurblauem
gök mavisi
tiefblaue
blaue
mavi
blue
mavisin
blau
mavi
blue
mavisin
blauer
mavi
blue
mavisin

Masmavi Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
Masmavi gökyüzü, cennet. İstikamet Margate.
Blauer Himmel. Margate dann.
El değmemiş doğa ve masmavi, berrak denizler: Norveç ve Finlandiya.
Unberührte Natur und klare, blaue Seen: Norwegen und Finnland.
Çene desen: Güçlü ve inatçı. Masmavi.
Sein Kinn: störrisch und stark. Blau.
İstikamet Margate. Masmavi gökyüzü, cennet.
Blauer Himmel. Margate dann.
Sakinleşmem gerektiği zaman denizi, masmavi suyu ve dalgaların sesini düşünüyorum.
Wenn ich mich beruhigen muss, dann denke ich an das Meer, das blaue Wasser und das Rauschen der Wellen.
Deniz çok güzel, masmavi.
Das Meer ist wundervoll, so blau!
gökyüzü her zaman masmavi.
die Sonne, der ewig blaue Himmel.
Güneş parıldıyor, deniz masmavi.
Die Sonne scheint, das Meer ist blau.
Ne? Tanrım, gözlerin gerçekten masmavi.
Was?- Mensch, hast du blaue Augen.
Çoğumuz Hıristiyan hayatımızın yolculuğuna masmavi gökyüzünün altında ve durgun suların üzerinde başlarız.
Unter blauem Himmel und auf ruhigen Wassern. Viele von uns beginnen die Reise des christlichen Lebens.
Masmavi gökler diliyorum sana.
Ich wünsche dir den blauesten Himmel.
Bazı insanlar cennetten, masmavi gökyüzünden ve yüksekten uçan kuşlardan bahsediyorlar.
Einem Paradies mit blauem Himmel und Vögeln, soweit das Auge reicht. Manche reden von einem Ort.
Sıçrama, aşağıdaki Lake Powellın masmavi sularına yaklaşık 30 feet( 9m) uzaklıktadır.
Der Sprung ist etwa 30 Fuß(9 m) zum azurblauen Wasser des Lake Powell unterhalb.
Orada turist, sevecen masmavi dalgalarla ve 500 kilometreden fazla sahil tarafından beklenir.
Dort warten auf den Touristen liebevolle azurblaue Wellen und mehr als 500 Kilometer Küste.
Sabahın erken saatlerinde masmavi gökyüzüne bakmayı hayal edin!
Stellen Sie sich vor, Sie schauen früh morgens in den tiefblauen Himmel!
Çoğumuz Hıristiyan hayatımızın yolculuğuna masmavi gökyüzünün altında ve durgun suların üzerinde başlarız.
Viele von uns beginnen die Reise des christlichen Lebens unter blauem Himmel und auf ruhigen Wassern.
O masmavi gözlerini nereden aldın?
Woher haben Sie diese blauen blauen Augen?
Bu masmavi gözleri nereden aldın?
Woher hast du diese blauen, blauen Augen?
Masmavi bir kadife yatağın üstünde.
Ausgelegt auf einem samtenen Bett von tiefstem Blau.
Gökyüzünün masmavi olduğu yer.
Wo der Himmel so blau ist.
Sonuçlar: 74, Zaman: 0.0357

En çok sorulan sözlük sorguları

Turkce - Almanca