TAKIP - Almanca'ya çeviri

folgen
takip
takip etmek
izleyin
uymak
ardından
sonuçları
izle
etkileri
sonuçlar
bölüm
überwachen
izlemek
takip
izleyebilir
kontrol
izleyin
izleyebilirsiniz
izler
gözetliyor
gözetim altında
denetler
aufspüren
takip
bulmak
tespit
izini
izlemek
peşinden
sürmek
beobachten
gözlemlemek
gözlem
takip
izleyebilirsiniz
izleyen
izleyin
gözlemleyebilirsiniz
görmek
izliyor
izlerken
Verfolgung
zulüm
takip
izleme
peşinde
kovuşturmayı
zurückverfolgen
takip
buldum
izlemek
izini sürebiliriz
geri
tespit
Tracking
izleme
takip
jagen
avlamak
avlanmak
kovalamak
takip
ava
avcılık
peşinde
kovalar
uçurmak
peşindeler
orten
takip
tespit
yerlerde
yerler
mekanlarda
izlediği
izini
bulma
saptadılar
hinterher
sonra
ardından
peşinden
arkasından
takip et
geride
kovalıyor
takip ederim
Follow-up

Takip Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
Arabayla takip ederim onu.
Ich werde ihm im Auto folgen.
Takip için bizimle burada buluş.
Triff uns zur Verfolgung hier.
GPS takip cihazı.
GPS- Tracking- Gerät.
Eğer cep telefonu taşısaydım devlet beni takip edebilirdi.
Wenn ich ein Handy hätte, könnte mich die Regierung aufspüren.
Müvekkilim her adımınızı takip etmemizi istedi.
Mein Mandant ließ alle Ihre Bewegungen überwachen.
Sayın yargıç?- Aynı anda hem seni hem de karıncaları takip edebilirim.
Ich kann Ihnen gleichzeitig Euer Ehren? zuhören und Ameisen beobachten.
Jokeri takip edebiliriz.
Wir können Joker jagen.
Parıltıyı takip edebilirler.
Sie können das Shining zurückverfolgen.
Tabii ki takip ederler Gina.
Ich dachte nicht, dass sie Ferngespräche orten.
Seni takip edeceksem gittiğin yeri bilmeliyim.
Wenn ich dir folgen soll, muss ich wissen, wohin.
Lordum, isyancıları takip etmeye devam etmeliyiz.
Mein Lord, wir müssen die Verfolgung der Aufständischen fortsetzen.
Takip cihazı.
Tracking- Gerät.
Efendim, Brooksu takip edebiliriz.
Sir, wir können Brooks aufspüren.
Asaninin bakanın güvenli telefonunu takip eden adamları var.
Ashani hat Minister Behruz' Handy überwachen lassen.
Onu çok yakından takip etmeliyiz.
Wir müssen ihn sehr gut beobachten.
İnternette beni gizlice takip ediyorsun, değil mi?
Du spionierst mir heimlich im Internet hinterher, oder?
Eğer adımlarını takip edersek bir yerde buluşacaklar.
Wenn Sie ihre Schritte zurückverfolgen, werden sie irgendwo zusammenlaufen.
Onu takip edemiyorum.
Wir können es nicht orten.
Onu takip etmiyoruz biz.
Wir jagen nicht ihn.
Onu takip Stevei bulmalıyız.
Wir müssen ihm zu Steve folgen.
Sonuçlar: 4496, Zaman: 0.0776

En çok sorulan sözlük sorguları

Turkce - Almanca