Takip etmeye Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Programming
-
Computer
Sonra bizi takip etmeye başladılar. Rüyada polis tarafından kuşatıldınız.
In dem Traum warst du von der Polizei umzingelt, dann fingen sie an, uns zu jagen.İsayı takip etmeye karar verdik.
Ich habe beschlossen, Jesus zu folgen.Türk sineması takip etmeye değmez.
Es lohnt sich, das türkische Kino zu verfolgen.parayı takip etmeye çalışıyorum.
Ich versuche das Geld zurückzuverfolgen.Onu takip etmeye çalışın.
Versucht ihm zu folgen.Beni takip etmeye başladı.
Er fängt an, mich zu verfolgen.İlkbaharda genç erkek balıklar dişileri takip etmeye başlar.
Im Frühjahr beginnen junge männliche Fische, Weibchen zu jagen.Hareketlerini takip etmeye çalış.
Versuche ihren Bewegungen zu folgen.Resimlerimi çekmeye başladı. Beni takip etmeye.
Sie fing an, mich zu verfolgen.Bizi takip etmeye değer.
Es lohnt sich, uns zu folgen.Resimlerimi çekmeye başladı. Beni takip etmeye.
Sie fing an, mich zu verfolgen, hat mich fotografiert.Beni takip etmeye hazırlan.
Bereite Dich vor, mir zu folgen.Birisi uzun zaman önce beni takip etmeye başladı.
Vor einer Weile fing jemand an, mich zu verfolgen.Bu yüzden onu takip etmeye başladım.
Also begann ich, ihm zu folgen.Bir kara deliği takip etmeye çalışıyoruz.
Wir versuchen, ein schwarzes Loch zu verfolgen.Sonunda annemin sabrı taşıyor ve toplantılarından birine giderken… onu takip etmeye karar veriyor.
Irgendwann beschloss meine Mom, ihm zu folgen.Önlem olarak onu takip etmeye başladım.
Vorsichtshalber fing ich an, ihn zu verfolgen.Komiser An, şüphelileri takip etmeye hazırdı.
Hauptkommissarin An war bereit, den Verdächtigen zu folgen.Manyağın biri de bizi takip etmeye başladı.
Einige Halunken begannen, uns zu verfolgen.Bence Ramseyyi takip etmeye çalışıyorlar.
Ich glaube, sie versuchen Ramsey zu folgen.
