TUTACAKLAR - Almanca'ya çeviri

bleiben
kalmak
kalır
kalın
kalacak
kalıyor
kalabilir
kalıp
tutmak
kalacağız
dur
behalten
tutmak
korumak
kalabilir
saklamak
kalacak
korur
muhafaza
kulak
tutar
doğurmak
bleibt
kalmak
kalır
kalın
kalacak
kalıyor
kalabilir
kalıp
tutmak
kalacağız
dur

Tutacaklar Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
Ya da çok uzun bir süre denizaşırı bir yerde tutacaklar.
Oder Sie irgendwo für sehr lange Zeit einsperren.
O sözü de bir gün tutacaklar.
Und eines Tages halten sie das Versprechen.
Onu ne kadar tutacaklar?
Wie lange halten Sie ihn fest?
Bütün gün bizi burada mı tutacaklar?
Wollen die uns den ganzen Tag hierbehalten?
Çabuk, çabuk, Gene, oraya! Güzel tutacaklar!
Hübsche Topflappen. Schnell, rein da!
Barbie, onu saklayıp yoğun koruma altında tutacaklar.
Barbie, sie werden sie versteckt halten, unter schwerer Bewachung.
Aç değilim. Bizi daha ne kadar burada tutacaklar?
Wie lange behalten sie uns hier unten? Ich hab keinen Hunger?
Kızıl Haçın fırtına sığınakları da… gözlerini açık tutacaklar.
Sturmzelte des Roten Kreuzes halten auch die Augen offen.
Garantisi yok, siber suçlular sözlerini tutacaklar.
Es gibt jedoch keine Garantie dafür, dass die Cyber-Gauner ihr Wort halten.
Doktorlar gözetim altında tutacaklar.
Die Ärzte halten sie unter Beobachtung.
Onu burada ne kadar tutacaklar?
Wie lange lassen sie ihn dort liegen?
Yakında silah tutacaklar.
Bald halten sie einen Revolver.
Ya bu tutacaklar?
Und diese Untersetzer!
Bana söz verdikleri için döndüm ve bu sözü tutacaklar.
Die haben mir Versprechungen gemacht und diese Versprechungen werden sie einhalten.
Sen Megan bir söz verdim, ve bunu tutacaklar.
Du hast Megan etwas versprochen und das hältst du.
Onu yaşlıların akıl hastanesine götürüp 72 saat gözetim altında tutacaklar.
Die bringen sie dann ins Altenheim, halten sie 72 Stunden unter Beobachtung.
Sözünü tutacağını nereden bileceğim?
Woher weiß ich, dass Sie Wort halten?
Elini tutacak birine ihtiyacın olacak.
Es sollte jemand Ihre Hand halten.
Çoraplarımı yukarıda tutacak daha iyi bir yol bulursan söyle.
Wenn du etwas Besseres weißt, wie meine Socken oben bleiben, sag es.
Elimi mi tutacaksın? Niye, tatlım?
Willst du meine Hand halten? Warum, Schatz?
Sonuçlar: 46, Zaman: 0.0413

Farklı Dillerde Tutacaklar

En çok sorulan sözlük sorguları

Turkce - Almanca