Tutkusu Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Programming
-
Computer
Ön dozajlamalı kaplama üfleçleri için İsviçrenin öncü ruhu- TSE Troller AG şirketinin tutkusu.
Görünüşe bakılırsa Thorvinin iki tutkusu var.
Ama asıl tutkusu araştırmaydı.
Albay emekli bir askerdi ve üç tutkusu vardı.
Brezilyanın büyük popo tutkusu dünyaya yayıldı.
Glorianın iki büyük tutkusu vardır.
Annem. Son tutkusu.
Bana hep öyle gelmiştir ki, hemşehrilerimizin iki tutkusu var: fikirler ve zina.
Sende gençlik tutkusu var.
Kitaplar ve müzik en büyük iki tutkusu.
Sabah vakti 50,000 vatlık bir FM tutkusu.
Karanlık Tutkusu”.
Yıllar geçtikçe büyüdü. Müziğe olan tutkusu.
Doğu tutkusu.
Frankin yeni keşfettiği tutkusu soyağacıydı.
Bu onun tutkusu.
Evet. Bu onun tutkusu gibi görünüyor.
İki tutkusu var.
Ama iki tutkusu varmış.
Tutkusu olan tek şey o.