YETKIM - Almanca'ya çeviri

darf
gerekirdi
yasak
asla
edebilir
izin
izni
hakkı
edebilir miyiz
görebilir miyiz
gidebilir miyiz
Befugnis
yetki
iznim
gücü
bir yetkin
sahip
Macht
güç
yapıyor
yapar
yaptığını
yapan
işi
gücün
iktidarı
yapın
güce
Freigabe
paylaşım
serbest bırakılması
izin
izni
yetkim
paylaşın
Genehmigung
onay
yetki
izni
izin
ruhsatı
Zuständigkeit
yetki
sorumluluğu
alanınızın
Vollmacht
yetki
vekaletname
vekalet
gücü
autorisiert
yetkisiz
onaylanan
izin verdiyse
habe
var
sahip
almak
hiç
zaten
şey
yapmak
olmalı
elimizde
buldun
befugt
yetkili

Yetkim Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
Benim bile burada neler olduğunu bilme yetkim yok.
Selbst ich habe keine Befugnis zu erfahren, was hier drin vor sich geht.
Bak, her şeyden önce herhangi birisini tutuklamak için elimde yetkim yok.
Schau, als Erstes habe ich nicht die Zuständigkeit, um irgendjemand zu verhaften.
Benim yetkim yok.
Ich habe kein Passwort.
Müdahale etmeye yetkim yok!
Ich bin nicht autorisiert einzugreifen!
Şu an bunu söylemeye yetkim yok.
Das darf ich im Moment leider nicht sagen.
Öyle bir söz vermeye yetkim yok.
Für solche Versprechen fehlt mir die Befugnis.
Kusura bakmayın peder ama, onayınız olsa da olmasa da buna yetkim var.
Entschuldigen Sie, Vater aber wir haben die Vollmacht, das zu tun, mit oder ohne Ihre Einwilligung.
Bunu söylemeye yetkim yok efendim.
Ich bin nicht befugt.
O evimizi kaybedecek ama benim hiçbir yetkim yok.
Ich habe keine Wahl.
Ama benimle gelirseniz… Bunu yapmaya yetkim yok efendim.
Das darf ich nicht, Sir, aber wenn Sie mir folgen.
Kızılderili… bölgesine girip Provoyu avlamaya yetkim yok.
nach Provo zu suchen. Als vereidigter Polizist habe ich keine Befugnis.
Bunu söylemeye yetkim yok efendim.
Das darf ich nicht sagen.
Evet, yetkim var.
Ja, ich habe die Befugnis.
Bay Stonegal emin değilim. Bu konuda yetkim.
Mr. Stonagal, ich glaube nicht, dass ich befugt bin.
Var mı yok mu bilmiyorum. Bunu söylemek için yetkim.
Lch weiß nicht, ob ich das sagen darf.
Dalalet suçlaması yapacak yetkim yok benim.
Ich habe nicht die Befugnis, die Anklage der Ketzerei zu erheben.
Söylemeye yetkim yok.
Ich darf es nicht sagen.
Başkanın verdiği bir emri iptal etme yetkim yok, Jack.
Ich habe nicht die Befugnis Anordnungen des Präsidenten zu widerrufen.
Seninle konuşmaya yetkim yok.
Ich darf nicht mit Ihnen reden.
Yeminli kanun adamı olarak, Kızılderili bölgesine girip Provoyu avlamaya yetkim yok.
Als vereidigter Polizist habe ich keine Befugnis… das Reservat zu betreten und nach Provo zu suchen.
Sonuçlar: 139, Zaman: 0.0485

En çok sorulan sözlük sorguları

Turkce - Almanca