OLMAZ - Bulgarca'ya çeviri

не мога
yapamam
edemem
veremem
edemiyorum
olamam
yapamıyorum
olmaz
gelemem
bunu yapamam
mümkün değil
недей
hayır
sakın
olmaz
lütfen
yapma
gitme
dur
bunu yapma
нямам
yok
hiç
olmaz
bir şey yok
olmadığını
kalmadı
yok benim
bulamadım
нямаше
yoktu
olmadı
asla
olmaz
gitmişti
değildi
kimse
kalmadı
няма
yok
hiç
olmaz
bir şey yok
olmadığını
kalmadı
yok benim
bulamadım
не става
olmaz
olmuyor
bu
uygun değil
tamam değil
uymuyor
ilgili değil
bir şey değil
değil , tamam mı
olduğu yok
не не
не може
yapamam
edemem
veremem
edemiyorum
olamam
yapamıyorum
olmaz
gelemem
bunu yapamam
mümkün değil
нямат
yok
hiç
olmaz
bir şey yok
olmadığını
kalmadı
yok benim
bulamadım
не можеш
yapamam
edemem
veremem
edemiyorum
olamam
yapamıyorum
olmaz
gelemem
bunu yapamam
mümkün değil
нямаме
yok
hiç
olmaz
bir şey yok
olmadığını
kalmadı
yok benim
bulamadım
не можем
yapamam
edemem
veremem
edemiyorum
olamam
yapamıyorum
olmaz
gelemem
bunu yapamam
mümkün değil
не стават
недейте
hayır
sakın
olmaz
lütfen
yapma
gitme
dur
bunu yapma

Olmaz Turkce kullanımına örnekler ve bunların Bulgarca çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
Olmaz dostum. O zaman Cartmanın taşaklarını yalamak zorunda kalırım.
Не става пич, защото после ще трябва да смуча топките на Картман.
Yarın olmaz çünkü ADK giriş yemeğim var.
Не мога утре, защото имам обяд за приемане в D. A. R.
Yardım etmeleri için beklesen daha kolay olmaz mı?
Нямаше ли да е по-лесно да извикаш някой да ти помогне?
Kimseye güven olmaz, hele bir de rahipse hiç!
Не можеш да вярваш на никого, особено на свещениците!
Salyangozların parası olmaz ki. Yoksa faturaları ödeyebilirdik. Unuttun mu yoksa?
Охлювите нямат пари, иначе щяха да плащат сметките, нали?
Evet, çocuğunuz bir şey isteyince almamak olmaz, değil mi?
Не може да не купиш на децата всичко, което искат, нали?
Olmaz, ailemle şu anda yüzleşmek istemiyorum, tamam mı?
Не, не искам да се изправя пред родителите ми точно сега, ясно?
Olmaz. Yani, bizi izliyor olabilir.
Недей, може да ни е следил.
Bunun bir parçası olmak hoş olmaz mıydı?
Нямаше ли да е прекрасно да съм част от това?
Abicim onun canı o kadarmış işte. Ondan bir cacık olmaz.
Толкова му е душицата на човека, не става нищо от него.
Peki. 1.550 dolar, ama bundan aşağısı olmaz.
Добре. $1, 550, но не мога да сваля повече от това.
Olmaz, arabayı görmeden ön koltuk benim diyemezsin.
Не можеш да викаш"пушка" преди дори да си видял колата.
Fakat bazen başka seçeneğimiz olmaz ve onlardan daha kötü davranmak zorunda kalırız.
Но понякога нямаме избор и трябва да бъдем по-гадни от тях.
Çok iyi iki işçiye ihtiyaçları olmaz mı sence?
Да не мислиш, че нямат нужда от още двама супер бачкатори?
Elina Andrescunun bildiklerinin bir yardımı olmaz.
Каквото Елина Андреску е знаела, не може да ни помогне.
Olmaz, devam etmeliyiz. Tamam mı?
Не, не трябва да спираме, ясно ли е?
Evin içinde olmaz, hayatım.
Недей вътре в къщата, сладурче.
Vampirler olsaydı, şimdiye dek onları bulmuş olmaz mıydık?
Ако бяха вамири, досега нямаше ли да бъдат открити?
Adama söyle, bu hurdalardan bir şey olmaz.
Кажи на собственика, че нищо не става с тоя боклук.
Ama bu hafta olmaz.
но тази седмица не мога.
Sonuçlar: 12611, Zaman: 0.1545

En çok sorulan sözlük sorguları

Turkce - Bulgarca